maaşnın bir bölümünü avans olarak almak
Verb
maaşının bir bölümünü avans olarak almak
Verb
bagajını önceden göndermek
Verb
bagajıni önceden göndermek
Verb
önceden rezervasyon yapmak
Verb
kolay paraya çevrilebilecek mal teminatı karşılığı verilen kredi
yükselmeye devam etmek
Verb
daha sonraki bir tarihi koymak
Verb
(a) önüne, huzuruna.
They walked on in advance of the king: Kralın huzuruna ilerlediler. (b) önceden.
It will be necessary to get tickets in advance: Biletleri önceden almak gerekecek.
book in advance: önceden yer ayırtmak/peylemek.
to arrive in advance: önceden gelmek.
sanayii kurumuna verilen kamu kredisi
sanayi kurumuna verilen kamu kredisi
bir sanayi kurumuna verilen kamu kredisi
püskürtme avansı
Noun, Transport
enjeksiyon avansı
Noun, Transport
önceden tahsil edilmiş kira-
vadesinden önce tahsil edilmiş gelirler hesabı
önceden tahsil edilmiş gelir
kambiyo kârı sağlamak
Verb
önceden bir şeyi şart koşmak
Verb
teminatsız cari hesap kredisi
bir öneride bulunmak
Verb
belli bir miktarda bir para avans vermek
Verb
bir teori ileri sürmek
Verb
menkul kıymetler karşılığı avans
menkul değer karşılığı avans
bir fikir ileri sürmek
Verb
bir fikir ileri sürmek
Verb
bir iddiada bulunmak
Verb
peşin keşide edilen poliçe
malı göndermeden veya yüklemeden önce ihracatçı tarafından düzenlenen poliçe
kıdem sırasına göre terfi
reklam amacıyla çıkarılan bir kitabın ön nüshası
Noun
reklam amacıyla çıkarılan bir derginin ön nüshası
Noun
peşin ödenen kurumlar vergisi
ileri bakım ve erzak deposu
Noun
İngiliz hükümetinin gelişmekte olan bölgelerde kurduğu ve ucuza kiraya verdiği fabrika
iş avansı
Noun, Accounting
öncü kuvvet
Noun, Military
avans olarak ödenen navlun
öncü.
advance guard action: öncü muharebesi.
advance guard point: öncü ucu.
advance guard reserve: öncü büyük kısmı.
advance guard support: öncü öncüsü.
Noun
avans faizi
Noun, Banking
konuşma programları ve yerel idare yetkilileriyle görüşmeler düzenleme ve politik bir şahsiyetin yolunu
açacak tüm ayrıntılarla uğraşma gibi görevleri
Noun
rehin karşılığı avans para vermek
Verb
kıymetli kâğıtlar rehini karşılığında kredi vermek
Verb
menkul değer karşılığı avans vermek
Verb
kaptan tarafından gemi adamları emrine acenteye çekilen poliçe
kaptan tarafından gemi adamları lehine acenteye çekilen poliçe
Noun
sözleşme ile verilen avans
kefillerin imza ve kişisel teminatlarına dayanan kredi
ithal vesaiki karşılığı avans
sigorta poliçesi karşılığı avans
hayat sigortasında temin edilen meblağ karşılığında alınan borç
değerli madenler karşılığı avans
gayrimenkul karşılığı avans
menkul değerler karşılığı avans
menkul değerler karşılığı avans
satıcılara verilen avanslar
Noun
satın alış sırasında verilen ancak buna hak kazanabilmesi için reklam yapılan maldan alıcının sonradan
bir miktar daha satın almasını gerektiren ikram
nedenlerini açıklamak
Verb
devlet tahvillerinin daha sonraki bir vade tarihiyle çıkarılan yeni tahviller karşılığı değiştirilmesi
birinin çıkarına çalışmak
Verb
önceden ödenen ücretler
Noun
ortaya ilerici fikirler atarak gösteriş yapmak
Verb
enjeksiyon avansı eğrisi
Noun, Transport