interval

  1. Noun ara(lık), zaman aralığı, süre, müddet, zaman, fasıla.
    an interval of 50 years. There was a long interval
    before he replied. Buses leaving at short intervals.
  2. Noun ara(lık), mesafe, uzaklık.
    an interval of 4 meters between posts.
  3. Noun perde arası.
    I like eating ice cream in the interval.
  4. Noun, Mathematics aralık, değişme aralığı, iki gerçel sayı (nokta) arasındaki bütün sayılar (noktalar).
    interval of
    convergence: yakınsaklık aralığı.
    definition interval: tarif aralığı.
    closed/open interval: kapalı/açık aralık.
  5. Noun, Music fasıla, aralık, enterval, iki ses arasındaki perde/frekans farkı.
    harmonic interval: harmonik
    aralık, iki ses birlikte husule geldiği zamanki perde farkı.
    melodic interval: ezgisel aralık, birbirini izleyen sesler arasındaki perde farkı.
belli aralıklarla Adverb
düzenli olarak Adverb
düzenli aralıklarla Adverb
karartma için bekleme süresi Information Technology
özeksel güven aralığı.
sınıf mesafesi
sınıflar arası mesafe
kısa ara
dirsek teması aralığı
güven aralığı Noun, Statistics
akıl hastalarının zaman zaman iyileşmesi
yemek paydosu Noun
dinlenme arası
sistematik örneklemedeki aralık
sistematik örnekleme deki aralık
zaman aralığı Information Technology
zaman arası
fasıla
aralıklı ölçümlü veriler
aralık tahmini
yarım saatlik ara
yayımlanma sıklığı
(radyo) ara sinyali