organize

  1. Verb örgütlen(dir)mek, örgütlemek, kur(ul)mak, tesis/teessüs etmek.
    to organize o committee.
  2. Verb düzenlemek, intizama sokmak, sıralamak, tasnif etmek.
    to organize the files of an office.
  3. Verb teşkil etmek, teşekkül etmek, oluşmak, teşkilât kurmak, teşkilâtlanmak.
  4. Verb (işçi) birlik/sendika kurmak, teşkilâtlanmak.
  5. Verb (işçiyi/memuru) işçi birliğine/sendikaya kaydetmek/sokmak/yerleştirmek.
  6. Verb (bir görevi yapmak için) kendini hazırlamak, zihnini toplamak, düşünceleri muntazam sıraya koymak.
boş zamanını geçirmek için program yapmak Verb
işini düzenlemek Verb
teşkilatsızlık
(US) bir şirketin teşkilatını kurmak Verb
gösteri düzenlemek Verb
bir fabrika kurmak Verb
bir fuar organize etmek Verb
fuar düzenlemek Verb
hükümet kurmak Verb
ortaklık kurmak Verb
bir ortaklık kurmak Verb
siyasi parti kurmak Verb
düzen kurmak Verb
sefer düzenlemek Verb
hükümet kurmak Verb
sendikalaşmak Verb
  1. organized
anti-smuggling and organized crime Noun, Public Administration
organised crime Noun
organized crime Noun
top- heavy
to snaffle Verb
to arrange Verb
organization Noun
to get one's ducks in a row Verb
to have one's ducks in a row Verb
unorganized
unorganized industry
industrial park Noun, Trades-Professions
industrial zone Noun, Trades-Professions
organised crime Noun, Criminal Law
organized crime Noun, Criminal Law
criminal organization Noun
organised crime group Noun, Criminal Law
participate in an organized criminal group Verb, Criminal Law
Department of Organized Agriculture and Livestock Zones Noun, Organizations
to organize a fair Verb
to arrange to do something Verb
armed organized criminal group Noun, Criminal Law
reconstruction credit
to need a through turnover Verb
Anti-Smuggling and Organized Crime Department Noun, Public Administration
Department for Fighting against Smuggling and Organized Crimes Noun, Organizations
Smuggling and Organized Crime Department Noun, Public Administration

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Teşkîlâtlanmış