quantity

English-Turkish Translation

  1. Noun nicelik, çokluk, miktar, kemiyet.
    a negligible quantity: önemsiz/pek az miktar.
    an unknown
    quantity: belirsiz/bilinmeyen miktar/sayı.
    extensive quantity: muazzam/pek çok miktar.
  2. Noun çok/külliyetli miktar.
    to extract ore in quantity: çok miktarda maden cevheri çıkarmak.
  3. Noun, Mathematics nicelik.
  4. Noun, Logic nicelik, bir önermenin tümel (küllî) ya da tikel (cüz'î) oluşu.
  5. Noun, Phonetics hecenin bağıl uzunluğu.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

average quantity
ortalama miktar
buy in quantity
toptan satın almak Verb
commercial minimum quantity
asgari ticari miktar
consumer quantity
tüketici miktarı
consumer quantity
tüketici sayısı
economic order quantity
ekonomik sipariş miktarı
inventory quantity
depo mevcudu
known quantity
bilinen çokluk. Noun
minimum commercial quantity
asgari ticari miktar
modern theory of quantity
modern miktar teorisi
negligible quantity
önemsiz miktar
numerical quantity
sayısal nicelik
specification as to quantity
miktar
standard run quantity
her zamanki standart miktar
standard-run quantity
her zamanki standart miktar
unit of quantity
miktar birimi
unknown quantity
bilinmeyen miktar
unknown quantity
bilinmeyen nicelik
unknown quantity
(matematikte) bilinmeyen sayı
variation in quantity
miktar değişikliği
verification of quantity
miktar kontrolu
verification of quantity
miktar kontrolü
quantity adjuster
miktar ayarlayıcısı
quantity buyer
toptancı
quantity buyer
toptan satın alıcı
quantity buying
toptan satın alma
quantity control
miktar kontrolü
quantity control
miktar kontrolu
quantity delivered
teslim edilen miktar
quantity demanded
talep edilen miktar
quantity deviation
miktar sapması
quantity discount
mübayaa iskontosu Noun
quantity discount
miktar iskontosu (büyük siparişlere uygulanan iskonto
quantity discount
miktara bağlı indirim
quantity discount
miktar iskontosu Noun
quantity discount
miktar indirimi Noun, Competition Law
quantity fas
büyük miktar mal alındığı takdirde uygulanan fiyat
quantity forcing
miktar zorlaması Noun, Competition Law
quantity index
miktar endeksi
quantity index
miktar endeksi (bir grup değişkenin miktar ya da hacmindeki değişmeleri gösteren endeks
quantity manufacturing
seri üretim
quantity of goods
mal miktarı
quantity of heat
ısı miktarı
quantity of money
para miktarı
quantity of production
üretim miktarı
quantity of sales
satış miktarı
quantity order
büyük miktar sipariş
quantity ordered
siparişi verilen miktar
quantity price
büyük miktar için verilen fiyat
quantity price
büyük miktar alındığı takdirde uygulanan fiyat
quantity production
seri üretim
quantity purchase
toptan alış
quantity purchase
büyük miktar satın alım
quantity rate
toptancı ücret tarifesi
quantity rate
büyük miktar fiyatı
quantity rebate
miktar üzerinden yapılan indirim
quantity rebate
büyük miktar için indirim
quantity reduction
büyük miktar indirimi
quantity relative
görece miktar
quantity restrictions
miktar kısıtlamaları Noun
quantity restrictions
miktar ile ilgili kısıtlamalar Noun
quantity supplied
tedarik edilen miktar
quantity survey
metraj Noun, Construction
quantity surveyor
(Br) fiyat hesaplayıcı kimse
quantity surveyor
(Br) fiyat hesaplayıcısı
quantity surveyor
inşaat eksperi
quantity theory of money
paranın miktar teorisi
quantity turnover
miktar ile ilgili ciro
quantity variance
miktarda sapma
quantity variance
alınan ya da üretilen miktarlardaki değişiklik
quantity variance
standarttan ayrılan satılan
any quantity rate
sevk edilen herhangi bir miktardaki mala uygulanan taşıma ücreti
noncumulative quantity discount
verilen siparişin büyüklüğüne bağlı olarak yapılan fiyat indirimi
optimal quantity of money
en uygun para miktarı
produce a large quantity of fruit
çok meyve vermek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database