travel

  1. yolculuk/seyahat etmek.
    to travel round the world: devriâlem seyahati yapmak.
    to travel for pleasure.
  2. gezip dolaşmak, bir yerden bir yere gitmek.
  3. ilerlemek, ileri gitmek, terakki etmek.
  4. (makine parçası vb.) belirli bir yörüngede hareket etmek, gidip gelmek.
  5. hızlı gitmek, hızla hereket etmek.
  6. yol almak, katetmek.
    We traveled a hundred miles today.
  7. seyahate götürmek, gezdirmek.
  8. yolculuk, seyahat.
    the difficulties of travel in midwinter.
  9. gidiş geliş, trafik.
  10. Machines hareket mesafesi, hareketli makine parçasının tam yolu.
  11. hareket, devinim.
Seyahat acentesi faaliyetleri (NACE kodu: 79.11) Noun, Trades-Professions
Seyahat acentesi ve tur operatörlerinin faaliyetleri (NACE kodu: 79.1) Noun, Trades-Professions
Seyahat acentesi, tur operatörü ve diğer rezervasyon hizmetleri ve ilgili faaliyetler (NACE kodu: 79) Noun, Trades-Professions
seyahat belgeleri Noun, International Law
sağlık nedenlerinden yolculuk etmek Verb
sağlık nedeniyle yolculuk etmek Verb
havayolculuğu
hava yolculuğu
hava seyahati
uçak seyahati
uçak yolculuğu
yolculuk olanağı bulunması
iş seyahati
iş yolculuğu
yolculuğu yarıda kesme
uçak seyahati işine girişmek Verb
turistik sınıf yolculuk
belirli etnik gruplara çekici gelen turizm biçimleri Noun
geçiş
yolculuk edebilir
yurtdışı seyahat
dış turizm
dış ülkelere seyahat
en çok on iki yolcu taşıma izni olan şileple yolculuk
tatil yolculuğu
tatil gezisi
önceden az hazırlık yapılan ya da planlanmış olana bağlı kalınmayan yolculuk türü
seyahatte yeni bir çığır açmak Verb
işletmenin başarılı bir personelini masrafları ödenmiş yolculukla ödüllendirme uygulaması
kıtalararası seyahat
güzergâh
yurt dışı yolculuk
yurt dışı yolculuk
turistik gezi
uzay yolculuğu
turistik yolculuk
turistik seyahat
seyahat hacmi
seyyah
yolcu kaza sigortası Noun
seyahat çeki
yolculuk kaza sigortası Noun
yolcu kaza sigortası Noun
gezici denetçi
gezici satış memuru
çok seyahat etmek Verb
dolaşmak Verb
dış ülkelere gitmek Verb
dış ülkeye yolculuk
yurtdışına yolculuk etmek Verb
yolculuk kaza sigortası Noun
seyahat hesabı
memleketi bir uçtan öteki uca geçmek Verb
seyahat avansı
(US) seyahat avansı
trafik akışının tersine gitmek Verb
seyahat acentesi.
seyahat acentesi yöneticisi
seyahat acentesi sahibi
seyahat acentesi.
seyahat acentesi Noun, Tourism
seyahat anlaşması
yol parası Noun, Employment
harcırah tahsisatı
yurtdışı gezilerinde vergiye tabi olmayan döviz
harcırah Noun
yolluk Noun
yolculuk ve eğlence kredi kartı
şehirden şehire dolaşmak Verb
yolculuk hazırlıkları Noun
tam hız gitmek Verb
çok hızlı gitmek Verb
dönüş yolculuğuna çıkmak Verb
mekik dokumak Verb
yolculuk etme yasağı
seyahatname
yolculuğa ara verme
seyahat bürosu Noun
seyahat acentesi.
turizm işi
havayolu ile seyahat etmek Verb
kısa mesafeler giderek yolculuk etmek Verb
otomobille gitmek Verb
otobüs ile yolculuk etmek Verb
kara yolculuğu yapmak Verb
trenle yolculuk etmek Verb
trenle seyahat etmek Verb
deniz yolculuğu yapmak Verb
deniz seyahati yapmak Verb
haritaya bakarak seyahat etmek Verb
trenle yolculuk etmek Verb
seyahat çeki
seyahat çeki defteri
seyahat izni
seyahat masrafları Noun
müşterilere yolculukla ilgili hizmetler veren bölüm
yolculuk rehberi
kamu araçlarında seyahat reklamı
seyahat belgesi
seyahat gazetecisi
(US) seyahat masrafları raporu
seyahat masrafları raporu
(US) seyahat masrafları Noun
yol parası Noun, Employment
yol masrafı Noun
ekspresle yolculuk etmek Verb
sesten hızlı gitmek Verb
gezi filmi.
seyahat prospektüsü
bir firma için ticari geziye çıkmak Verb
firma için ticari geziye çıkmak Verb
şirket temsilcisi sıfatıyla seyahat etmek Verb
bir yayıncı için seyahat etmek Verb
gezi amacıyla seyahat etmek Verb
turistik gezi yapmak Verb
seyahat fonu
seyahat fonu
seyahat trafiğinin artması
seyahat rehberi
seyahat sağlık sigortası Noun
seyyar halı satıcılığı yapmak Verb
aynı peronda kalmak Verb
yabancı bir ad altında seyahat etmek Verb
başka bir ad altında yolculuk etmek Verb
seyahat danışma bürosu Noun
yolculuk sigortası Noun
seyahat sigortası Noun
yolcu çantası Noun
az bavul ile yolculuk etmek Verb
az eşya ile seyahat etmek Verb
az eşya ile yolculuk yapmak Verb
parakete
seyahat edebiyatı
yolculukta okunan kitaplar
bildiği topraklarda yolculuk etmek Verb
iş için seyahat etmek Verb
gider hesabından seyahat etmek Verb
harcırahını gider hesabına yazmak Verb
resmi iş yolculuğu yapmak Verb
otostopla yolculuk etmek Verb
gündem dışı konuşmak Verb
konu dışına çıkmak Verb
katetmek Verb
bir memleketi dolaşmak Verb
geniş bir ülkeyi gezmek Verb
geniş bir ülkeyi dolaşmak Verb
yeni bir yoldan gitmek Verb
yakında vuku bulan olayları canlandırmak Verb
iş seyahati müsaadesi Noun, Military
(askerlik) iş seyahati müsaadesi Noun
seyahat müsaadesi Noun
seyahat planı
seyahat planlama
(US) birinci mevkide seyahat etmek Verb
yolluk erzağı
(US) seyahat masrafı hesabı
seyahat masraf hesabı
seyahat kısıtlamaları Noun
dünya turuna çıkmak Verb
(a) seyahat, yolculuk, (b) seyahatname.
a book of travels.
seyahat mevsimi
ikinci mevkide seyahat etmek Verb
ikinci mevkide yolculuk etmek Verb
seyahat servisi
seyahat hatırası
seyahat harcaması
bütün dünyayı gezmek Verb
üçüncü sınıfta yolculuk etmek Verb
içinden geçip gitmek Verb
uzayda yolculuk etmek Verb
seyahat direktifi
yurtdışı giriş-çıkışları Noun
asker koruması altında yolculuk etmek Verb
seyahat arzusu
biletsiz yolculuk etmek Verb
uçak yolculuğu sözleşmesi
çocuklar yarım biletle yolculuk eder
yurtdışı yasağı Noun, Law
yurtdışına çıkış yasağı Noun, Law
bir seyahat acentesinin düzenlediği geziye çıkmak Verb
birinci sınıfta yolculuk etmek Verb
yolcu sigortası Noun
harcırah iadesi Noun
kara yolculuğu
Dünya Seyahat Acenteleri Birliği