1. (a) gelişmek, ilerlemek.
    How's your work coming along? İşin nasıl gelişiyor (nasıl gidiyor)?
    He's
    coming along nicely with his French: Fransızcası epeyce ilerliyor. (b) iyileşmek, (sağlığı) düzelmek.
    Mother's coming along nicely, thank you. (c) tesadüfen vaki olmak, karşısına çıkmak.
    Take every chance that comes along: Karşına çıkan her fırsattan yararlan. (d) takip etmek, arkasından gitmek.
    You go now, I'll come along later. (e) eşlik/refakat etmek, birlikte gelmek/gitmek.
    He asked me to come along to keep him company. (f)
    come along! = come on (now)!
    k.d. Haydi! Haydi bakalım! Çabuk ol! Gayret et!
benimle gel
Sen de gelsene.