Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Sıfat zor, güç, müşkül.
    Cutting down the tree was difficult. It is difficult to deny/to believe that …
  2. Sıfat çetin, anlaşılması zor, karışık, muğlâk.
    a difficult problem. Mathematics is difficult for some people.
  3. Sıfat yaramaz, haşarı, başa çıkılmaz, yola gelmez.
    a difficult pupil.
  4. Sıfat titiz, müşkülpesent, güç beğenen, huysuz, geçinilmesi zor.
    difficult to get on with: titiz, huysuz.

    The secretary found her new employer difficult.
  5. Sıfat inatçı, dikkafalı.
  6. Sıfat yorucu, sıkıcı, sinirlendirici, sabır tüketici, engellerle dolu, elverişsiz.
  7. Sıfat (malî bakımdan) sıkıntılı.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

bear one's self with dignity in difficult circumstances
zor durumlarda saygınlığını yitirmemek Fiil
bear one's self with dignity in difficult circumstances
haline vakur bir şekilde katlanmak Fiil
manoeuvre manoeuver one's car into a difficult parking space
park edilmesi güç bir yere arabasını park etmek Fiil
be difficult
zor gelmek Fiil
become difficult
güçleşmek Fiil
confessed difficult
tanınan zorluklar
get difficult
zorlaşmak Fiil
make difficult
güçleştirmek Fiil
make something difficult
birşeyi zor hale getirmek Fiil
make something difficult
zorlaştırmak Fiil
make something difficult
birşeyi zor kılmak Fiil
make something difficult
birşeyi zorlaştırmak Fiil
make things difficult
zorluk çıkarmak Fiil
not difficult
zahmetsiz
difficult (to understand
muğlak
difficult case
halli güç vaka
difficult language
güç dil
difficult of access
erişilmesi güç
difficult of access
huzuruna çıkılması güç
difficult of access
sarp
difficult of accomplishment
başarılması güç
difficult of attainment
erişilmesi güç
difficult position
açmaz
difficult problem
düğüm
difficult task
güç görev
difficult to access
erişilmesi güç
difficult to digest
ağır
difficult to get
elde edilmesi güç
difficult to grasp
kavranması güç
difficult to grasp
kavraması güç
difficult writing
okunması güç yazı
be a difficult man to get on with
geçinilmesi güç bir kişi olmak Fiil
be a difficult man to place
hakkında karar verilmesi güç biri olmak Fiil
be difficult to place
kolay kolay hüküm verememek Fiil
be placed in difficult circumstances
zor duruma girmek Fiil
become very difficult and complicated
sarpa sarmak Fiil
bring off a difficult task
başarmak Fiil
bring off a difficult task
güç bir işi becermek Fiil
case difficult to deal with
halli güç vaka
come to terms with a difficult situation
güç bir duruma hâkim olmak Fiil
find it difficult to ...
...'mekte zorlanmak Fiil
glide over the difficult passages
güç devreleri atlatmak Fiil
go through a difficult period
zor günler geçirmek, zor zamanlar geçirmek, zor bir dönemden geçmek Fiil, Deyim
go through a difficult time
zor günler geçirmek, zor zamanlar geçirmek, zor bir dönemden geçmek Fiil, Deyim
go through difficult times
zor günler geçirmek, zor zamanlar geçirmek, zor bir dönemden geçmek Fiil, Deyim
illuminate a difficult passage in a book
bir kitaptaki zor bir ibareyi açıklamak Fiil
interpret a difficult passage in a book
bir kitapta anlaşılması güç bir ibareyi açıklamak Fiil
make things difficult for
müşkülat çıkarmak Fiil
make things difficult for sb
zora koşmak Fiil
meet the exigencies of this difficult period
bu güç dönemin zaruretlerini karşılamak Fiil
minister difficult to get at
temas kurulması güç bakan
overcome the difficult part of a job
ağızlamak Fiil
products difficult to sell
zor giden ürünler İsim
set someone a difficult problem
birine güç bir problemin çözülmesini devretmek Fiil
tackle a difficult task
güç bir iş başarmak Fiil
work under difficult conditions
zor şartlar altında çalışmak Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.