otomobilin kontrolunu kaybetmek
Fiil
otomobilin kontrolünü kaybetmek
Fiil
iş mevkiini kaybetmek
Fiil
soğukkanlılığını kaybetmek
Fiil
soğukkanlılığını kaybetmek
Fiil
halkın gözünde itibarıni kaybetmek
Fiil
müşterilerini kaybetmek
Fiil
borçları ödenmeden kalmak
Fiil
(a) saçı dökülmek, (b)
argo öfkelenmek.
(a) tepesi atmak, çok öfkelenmek, aklı başından gitmek, şaşırmak, itidalini/soğukkanlılığını kaybetmek,
pusulayı şaşırmak, (b) boynu vurulmak, kafası kesilmek.
itidalini/soğukkanlılığını kaybetmek.
(birine) âşık olmak gönül vermek, kalbini kaptırmak.
gerçeklik duygusundan uzaklaşmak
Fiil
şerefini beş paralık etmek
Fiil
bağımsızlığını kaybetmek
Fiil
kazada hayatını kaybetmek
Fiil
kazada hayatıni kaybetmek
Fiil
hafızasını kaybetmek
Fiil
cesaretini kaybetmek
Fiil
halkın gözünden düşmek
Fiil
büyük bir kudret olmaktan çıkmak
Fiil
soğukkanlılığını kaybetmek
Fiil
bir teminat altında haklarını kaybetmek
Fiil
bir teminat altında haklarını kaybetmek
Fiil
parlamentoda sandalyesini kaybetmek
Fiil
yön duygusunu yitirmek
Fiil
çok kızmak, öfkelenmek, tepesi atmak.
Bu tavırları bırak!
Ünlem, Deyim
Bana tavır yapma!
Ünlem, Deyim
Surat etmeyi keser misin?
Ünlem, Deyim
mallarının büyük bölümünü kaybetmek
Fiil
hikâyenin neresinde kaldığını unutmak
Fiil
tabiyet kaybı, vatandaşlığın kaybedilmesi
İsim, Uluslararası Hukuk
itidalinımuhafaza etmek
Fiil
bir tahtası eksik olmak
Fiil
kaybedecek vakti olmamak
Fiil
(meclisten) geçirememek
Fiil
önergeyi onaylatamamak
Fiil
bir davayı kaybetmek
Fiil
bir davayı gıyap kararıyla kaybetmek
Fiil
mahkeme de davayı kaybetmek
Fiil
mahkemede davayı kaybetmek
Fiil
bir mektubu bütün ayrıntılarıyla anlayamamak
Fiil
insanlıktan çıkarmak
Fiil
bir pazarı kaybetmek
Fiil
önergeyi kabul ettirememek
Fiil
nisbet duygusunu yitirmek
Fiil
korkunç boyutlara varmak
Fiil
bir davayı kaybetmek
Fiil
bir boyun farkıyla kaybetmek
Fiil
… ile bir şey kaybetmek/kaybı olmak.
You will lose nothing by waiting: Beklemekle bir şey kaybetmezsin/bir kaybın olmaz.
(benzi/yüzü) sararmak, benzi atmak.
As her illness got worse she lost more and more color: Hastalığı
ilerledikçe benzi daha çok sarardı.
uçağın kontrolünü kaybetmek
Fiil
kontrolünü kaybetmek
Fiil
direksiyonun hâkimiyetinıkaybetmek
Fiil
sayısını hatırlayamamak
Fiil
itibarını kaybetmek, küçük düşmek.
(fiyat , kur) yavaş yavaş inmek
Fiil
(a) gerilemek, üstünlüğünü kaybetmek, fenalaşmak, (b) (ordu) ric'at etmek, geri çekilmek, (c) rağbetten düşmek, itibar görmemek.
geri çekilmek, mevkiini kaybetmek.
ye'se düşmek, fütur getirmek, cesareti/ümidi kırılmak.
(uçak) irtifa kaybetmek
Fiil
canlılığını yitirmek
Fiil
(bir kimseye/bir şeye karşı) ilgisini kaybetmek, artık ilgilenmemek.
kötü yatırım sonucu parasını yitirmek
Fiil
bir alışverişte kaybetmek
Fiil
(a) yolunu kaybetmek/şaşırmak, (b) kaybolmak, sırra kadem basmak, izini kaybetmek.
He lost himself in the crowd. (c) (düşünce vb.) dalmak, garkolmak, zihnini tamamen işgal etmek.
to lose oneself in thought. (d) kendini kaybetmek, kendinden geçmek.
kitaba dalıp her şeyi unutmak
Fiil
istediğini elde edememek, bozguna/yenilgiye uğramak.
ihaleden eli boş dönmek
Fiil
bir ihalede eli boş dönmek
Fiil
önceliğini kaybetmek
Fiil
(a) gözden kaçırmak/uzak tutmak, dikkate almamak.
We mustn't lose sight of the fact that … : …
hususunu gözden uzak tutmamalıyız. (b) artık görememek, gözden kaybetmek.
I lost sight of him in the crowd: Kalabalıkta gözden kaybettim.
spekülasyon da zarara uğramak
Fiil
spekülasyonda zarara uğramak
Fiil
halkın güvenini yıkmak
Fiil
halkın güveninıyıkmak
Fiil
rehin hakkını kaybetmek
Fiil
sendika üyelerinin oyunu kaybetmek
Fiil
bahis bahsi kaybetmek
Fiil
(a) vakit kaybetmek, (b) (saat) geri kalmak.
...'e yenilmek
Fiil, Spor
izini yitirmek/kaybetmek, bağlantıyı kaybetmek, kaydını tutmamak.
bir şeyin izini kaybetmek
Fiil
bir savaşı kaybetmek
Fiil
(gemi) yol kaybetmek
Fiil
sükûnetini kaybetmek
Fiil
beni her durduruşunda sayımı şaşırtıyorsun
10 doları kaybetmeyi göze almak
Fiil
kaybedecek bir şeyi olmamak
Fiil
kazanmayı olduğu kadar kaybetmeyi de düşünerek tehlikeyi göze almak.
(a) matlaşmak, donuklaşmak, cilâsını/parlaklığını yitirmek/kaybetmek, (b) ilginçliğini/çekiciliğini/cazibesini kaybetmek.