1. (ikisinden) hiçbiri, ne bu ne öteki/öbürü.
    neither statement is true: Söylenenlerin hiçbiri doğru
    değil.
    neither of them knows: hiçbiri bilmiyor.
    “Which of the books did you like?” “neither (of them)!”
  2. … de/dahi, bile.
    Bob can't go and neither can I: Bob gidemez, ben de gidemem. (Ne Bob gidebilir, ne de ben).
  3. ne de … (olumsuz bir tümceye olumsuz cevap verirken kullanılır).
    “I can't swim!” “ neither can I!”
    “Ben yüzme bilmem. ” “Ne de ben! (= Ben de bilmem)”.
ne … ne de … .
neither by day nor by night: ne gündüz ne de gece.
neither my family nor I was
there: Ne ailem ne de ben orada değildik.
ne balık ne kuş; hiçbir özelliği yok; ne kokar ne bulaşır; ne idüğü belirsiz.
Neither fish, flesh
nor fowl/good red herring: Hiçbir şeye benzemez/yaramaz.
ne idüğü belirsiz şey
ilgisi/ilişiği/önemi yok, mesele o değil.
What he took is neither here nor there; what we want to
know is what he did with it: Ne aldığının önemi yok, mühim olan mesele onu ne yaptığıdır.
That's neither here nor there: Bunun konu ile ilgisi yok!
hiçbir şey, ne bu ne de o. Ne Şamın şekeri, ne Arabın yüzü.
ne eksik ne fazla Zarf
ne de parmağı olmak Fiil
Hiçbir özelliği yok/Ne olduğu belirsiz.
gayret ve masraftan kaçınmamak Fiil
bir şeyde ne çıkarı