Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
branch
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Noun, Biology
kol (Kaynak:
Evrim Çalışkanları
)
Noun, Biology
dal (Kaynak:
Evrim Çalışkanları
)
Botany
dal.
root and branch
: baştanbaşa.
çatal.
the branches of a deer's antler
: geyik boynuzunun çatalları.
bölüm, kol.
şube.
branch office
: şube (binası), iş şubesi.
branch-store
: satış şubesi.
+10
soy ağacı, şecere.
nehir/ırmak kolu.
Grammar
aynı kökten gelen dillerin ayrıldığı dal.
Information Technology
sapma: işlemlerin olağan sırasını bozarak, denetimi, adresi belirtilen bir işleme geçiren komut; izlencede
DEVAMINI OKU
bir ya da öbür seçeneğin uygulanabileceği nokta.
GİZLE
Maritime Traffic
bazı sularda seyrüsefer yapabilme ruhsatı.
dallanmak.
dallara/kollara ayrılmak.
branch off
: çatallaşmak, çatallara/ikiye ayrılmak.
The main road branches off to the left.
dallara/kollara/bölümlere ayırmak, bölmek, ayırmak.
elişi/iğne örgüsü ile süslemek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
English Turkish Phrases
(police) special branch
özel büro
(tree) large branch
kol
account-holding branch
banka şubesi cari hesabı
bank branch
banka şubesi
Noun, Banking
business branch
işletme şubesi
Noun
business branch
işletme kolu
+123
city branch
şehir şubesi
Noun
cookie- cutter branch
birbirine çok benzeyen banka şubeleri
Noun
country branch
taşra şubesi
Noun
destroy evil practices root and branch
kötü alışkanlıkları kökünden yok etmek
Verb
executive branch
idari görev
foreign branch
dış ülke şubesi
Noun
insurance branch
sigorta şubesi, sigorta acentesi
Noun, Insurance
junior branch
gençlik örgütü
lateral branch
soy ağacının yan dalı
legislative branch
yasama organı
life branch
hayat sigortası ile ilgili bölüm
local branch
mahalli şube
local branch
yerel şube
main branch
merkez şube
main branch
ana şube
manufacturing branch
üretim kolu
manufacturing branch
sanayi dalı
neighbourhood bank branch
(US) civar banka şubesi
Noun
olive branch
(a) (barış simgesi olarak) zeytin dalı, (b) barış simgesi (olarak sunulan nesne).
open a new branch
yeni şube açmak
Verb
Operation Olive Branch
Zeytin Dalı Harekatı
Proper Name, Military
overseas branch
dış ülkelerdeki şube
palm branch
hurma dalı
Noun
particular branch
belli bir iş dalı
particular branch
özel şube
provincial branch
eyalet şubesi
Noun
root and branch
kökten, toptan, tamamıyla, baştanbaşa, tüm.
to destroy something root and branch
: bir şeyi kökten/tüm
DEVAMINI OKU
yok etmek, kökünü kurutmak.
GİZLE
sales branch
satış şubesi
Noun
set up a new branch
yeni bir şube açmak
Verb
special branch
(Br) Devlet Güvenlik Polisi
special branch
(gizli polis) özel büro
special branch
özel şube
state security branch
devlet güvenlik hizmeti
suction branch
emme borusu
the artillery branch
topçusınıfı
the executive branch
icra organı
trade branch
meslek dalı
tree branch
ağaç dalı
Noun, Botany
welfare branch
(US) sosyal yardım bürosu
Noun
wholesale branch
toptan satış şubesi
Noun
branch account
şube hesapları
Noun
branch accounting
şube muhasebesi
Noun
branch activity
şube faaliyeti
branch administration
şube yönetimi
branch advice
şube notu
branch advice
şube ihbarı
branch balance-sheet
şube bilançosu
Noun
branch bank
filyal
branch banking
şube bankacılığı
branch banking system
şube bankacılığı
branch bill
şube banka senedi
branch books
şube muhasebe defterleri
Noun
branch books
banka şubesi muhasebe defterleri
Noun
branch building
şube inşaatı
branch business
şube işi
branch code
şube kodu
Noun, Banking
branch cut
dal kesimi: çokdeğerli karmaşık bir işlevin, bir dalını tanımlamak için kullanılan ve tekil noktalardan oluşan eğri ya da doğru.
Noun
branch establishment
şube açma
branch establishment
şube müessesesi
branch establishment
şube
branch expenses
şube masrafları
Noun
branch house
şube
branch into new activities
yeni etkinliklere girişmek
Verb
branch inventory
şube envanteri
branch investment
şube yatırımı
branch investment
şube yatırımları
Noun
branch ledger
şube büyük defteri
branch ledger
şube büyük defter
branch line
demiryolu şube hattı, tali demiryolu.
Noun
branch management
şube yönetimi
Noun
branch manager
şube müdürü
Noun, Banking
branch meeting
şube toplantısı
branch network
şube ağı
branch network
şube şebekesi
branch number
şube kodu
Noun, Banking
branch of a family
ailenin kolu
branch of a river
akarsu kolu
branch of activity
faaliyet dalı
branch of business
iş kolu
branch of business
işkolu
branch of industry
sanayi dalı
branch of knowledge
bilgi dalı
branch of manufacture
imalatın kolu
branch of production
üretim dalı
branch of the sea
denizin kolu
branch of the trade
ticaret kolu
branch off
ikiye ayrılmak
Verb
branch off
konu dışına çıkmak
Verb
branch office
filyal
branch office
bir satıcıya ait mağazanın tali şubesi
Noun
branch office
şube
branch office-tax
filyal vergisi
branch out
genişlemek, yayılmak, dalbudak salmak, dallara/şubelere ayrılmak, şube/kol teşkil etmek, şube açmak.
DEVAMINI OKU
He is thinking of branching out by opening another restaurant in the suburb.
GİZLE
branch pimss
şube kârları
Noun
branch plant
fabrika şubesi
Noun
branch plant
şube tesisleri
Noun
branch point
düğüm noktası: bir elektrik devresinde üç veya daha fazla iletkenin birleşme noktası.
Noun, Electronics
branch point
dallanma noktası: bir Riemann yüzeyinin iki ya da daha çok yaprağının birleştiği nokta.
Noun, Mathematics
branch post
postane şubesi
Noun
branch post-office
postane şubesi
Noun
branch premises
şube binası
Noun
branch profits
şube kârları
Noun
branch railway
tali hat
branch shop
şube
branch society
şube birliği
branch staff
şube personeli
branch statement
şube kâr-zarar hesabı
branch store
(US) şube
branch store
mağaza şubesi
Noun
branch store
şube mağaza (bir perakendeci mağazasının şubesi
Noun
branch store
(US) şube dükkânı
branch store
şube dükkânı
branch transactions
şube muameleleri
Noun
branch water
ırmak, çay vb. kolundan alınan su.
Noun
branch water
içme suyu, çeşme suyu.
Noun
any office or branch of the Finance Ministry
maliye
chain of branch offices
şubeler zinciri
establish a branch office
bir şube açmak
Verb
giving and taking a branch of revenue in farm
ilzam iltizam
let something branch out
dallandırmak
Verb
peddle through its branch offices
şubelerini dolaşmaya çıkmak
Verb
the Shi'ite branch of İslam
şiilik
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun
E-Posta
*
Mesaj
Gönder