karşılık beklemeden iyilik yapmak, (fisebilillâh) hayır işlemek. “İyilik yap denize at, balık bilmezse hâlik bilir.”
karşılığını beklemeden iyilik etmek
Verb
gerçek çıkarının nerede olduğunu bilmek
Verb
kendi çıkarına bakmak
Verb
menfaatinin nerede olduğunu bilmek
Verb
çıkarını /menfaatini bilmek, gerçek çıkarının nerede/hangi tarafta olduğunu bilmek.
Ekmek, taze pastane ürünleri ve taze kek imalatı (NACE kodu: 10.71)
Noun, Trades-Professions
kendi bindiği dalı kesmek
Verb
kendi menfaatine halel getirmek
Verb
Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalardaki ekmek, pastalar, unlu mamuller ve şekerli ürünlerin perakende
ticareti (NACE kodu: 47.24)
Noun, Trades-Professions
ekşi mayalı ekmek
Noun, Food-Kitchen
ekşi maya ekmek
Noun, Food-Kitchen
alnının teriyle para kazanmak
Verb
(birinin) ekmeğini elinden almak, geçimine/nasibine engel olmak.
kârın/çıkarın nereden geleceğini bilmek.
günlük ekmeğini kazanmak
Verb
eulogia ile ayni anlama gelir. kutsal ekmek: Doğu kiliselerinde akşam duası veya takdis âyini
sonunda cemaate dağıtılan ekmek.
kara ekmek, çavdar ekmeği.
Noun
(mısır, çavdar unu ve pekmezle yapılan) kara ekmek.
(a) yiyeceğini birisi ile paylaşmak.
yemek yemek, yiyeceği birlikte paylaşmak.
esmer ekmek, kara ekmek.
Noun
Yarım ekmek hiç yoktan iyidir.
Adjective
antidoron ile ayni anlama gelir. kutsal ekmek: Rum Ortodoks kiliselerinde âyin sonunda takdis
edilerek cemaate dağıtılan ekmek.
kutsal ekmek: kiliselerde Aşai Rabbani âyininde kullanılan ekmek.
corn bread, (b) tuckahoe.
francala: beyaz undan yapılmış yumuşak ekmek.
Noun
(a) baobap ağacı, ekmek ağacı, (b) maymun ekmeği, baobap meyvesi.
rye ile ayni anlama gelir. çavdar ekmeği.
hamuru mayalayıp dinlendirmek.
mısır unu, süt, yumurta ve yağ ile yapılan ekmek.
Noun
kaşık tatlısı: hamuru kaşıktan tavaya dökülerek pişirilen tatlı.
Noun
white ile ayni anlama gelir. beyaz ekmek.
borç nedeniyle bahse girmiş olanların iaşesine ilişkin kanunlar
Noun
kişinin geçimini sağladığı biçim
kişinin geçimini sağladığı en önemli iş
ekonomik günlük sorunlar
Noun
günlük ekonomik sorunlar
Noun
galeta unu
Noun, Food-Kitchen
kendisinin ve onun eline bakanların geçimini temin eden kimse
ekmek bıçağı
Noun, Food-Kitchen
parasız ekmek veya yemek almak için kuyruk
carob ile ayni anlama gelir. keçiboynuzu, harup ağacının meyvesi.
peynir ekmekle kahvaltı yapmak
boş gezenin boş kalfası olmak
Verb
ekmek ve su ile yaşamak
Verb
birinin ağzından lokmasını almak
Verb