after

  1. arkasın(d)a, arka(da).
    soldiers lining up one after another: birbirinin arkasına dizilmiş askerler.

    to walk after someone: birisinin arkasından yürümek.
    He read page after page: Sayfaları birbiri arkasına okudu.
    after deck: arka güverte.
  2. sonra, bundan/ondan sonra(ki), ertesi.
    after ten days: on gün sonra.
    after dinner: yemekten
    sonra.
    in after days: ileride, gelecekte.
    the day after tomorrow: öbürgün.
    ever after: ilelebet.
    in after life: yaşlandıkça.
    after hours: çalışma saatinden sonra.
    It is after ten o'clock: Saat onu geçiyor.
    for years after: bundan sonra yıllarca.
    In after years we never heard from him: Ondan sonraki yıllarda ondan hiç haber alamadık.
    I shall come after he has gone: O gittikten sonra gelirim.
    time after time: defalarca, tekrar tekrar, kırk kere.
    I have told you that time after time: Bunu sana kırk kere söyledim.
  3. üzerine, bunun üzerine.
    after what has happened, I can never return: Bu olaylar üzerine artık bir daha dönemem.
  4. (rütbe, derece vb. itibarıyla) geride, altında, sonra.
    Milton is usually placed after Shakespeare
    among English poets: İngiliz şairleri arasında Milton genellikle Şekspir'den sonra gelir.
  5. tarzında, üslûbunda.
    to make something after a model: bir model tarzında bir şey yapmak.
  6. peşi sıra, peşinde(n), arkasında(n), arkada(n). üstüne.
    The police are after him: Polisler onun
    peşindeler.
    to be after a job: bir iş peşinde olmak.
    Nobody comes after her: Kimse onun yüzüne bakmıyor (onun peşinden gitmiyor).
    I see what are you after: Maksadınızı anlıyorum.
    Money is what he is after: Hep para peşinden koşuyor.
    to commit blunder after blunder: gaf üstüne gaf yapmak.
    after you, Sir: Önce siz buyurunuz, efendim.
  7. hakkında.
    to inquire after a person: bir kimse hakkında soruşturma yapmak.
  8. izafeten.
    He was named after his uncle: Amcasına izafeten ona bu ad verildi.
  9. uygun, muvafık.
    He was a man after the hopes and expectations of his father: O, tam babasının
    ümit ettiği, beklediği insandı.
  10. göre, nazaran.
    He swore after the manner of his faith: İnanışına göre yemin etti.
    after a pattern:
    bir örneğe göre.
    after the old style: eski biçimde.
  11. rağmen.
    after all warnings, he persisted: Bütün uyarılara rağmen, o inat etti.
gönlüne göre, tam istediği gibi.
He is a person after my heart: Tam gönlüme göre/istediğim gibi birisidir.
artçı deprem Noun, Earth Sciences
artçı şok Noun, Earth Sciences
artçı Noun, Earth Sciences
izinden sonra yeniden işe dönmek Verb
parasını idare etmek Verb
kendi menfaatlerini korumak Verb
bir piknikten sonra atılan çöpleri toplamak Verb
adıni ...'dan almak Verb
koşup yetişmek.
chase after Jo and ask him to get some eggs.
sonuna kadar, ebediyen, ondan sonra, hep, artık.
They lived happily ever after: Sonuna kadar mutlu
yaşadılar. (Masallarda “onlar ermiş muradına” anlamında söylenir.)
el yordamı ile aramak Verb
aramak Verb
peşinden gitmek, takip etmek.
(a) (öğüt/nasihat/azar vb. ile) yola getirmeye çalışmak, (b) peşini bırakmamak, ısrarla takip etmek/istemek.
(a) peşinden gitmek, peşine düşmek, kovalamak, kovuşturmak, elde etmeye çalışmak.
to go after a job/a
girl/a prize. (b) (sırada) arkasından/sonra gelmek.
acıkmak Verb
aramak Verb
tekrar tekrar söylemek, sık sık tekrarlamak.
Sue's mother had to keep after her to clean her bedroom. Verb
(a) gözet(le)mek, gözle takip etmek, arkasından bakmak.
We looked after the train as it left the station.
(b) bakmak, ihtimam/dikkat göstermek, mukayyet olmak, çekip çevirmek, idare etmek.
Who will look after the children while their mother is in hospital?
Are you being well looked after? Sana iyi bakıyorlar mı?
He needs a wife to look after him: Ona bakacak bir eş/zevce lâzım.
He is old enough to look after himself: Artık kendini idare edecek yaştadır.
birşeyi çok istemek Verb
birşeyi saplantı haline getirmek Verb
izlemek, takip etmek, kovalamak, peşinden gitmek.
içki mahmurluğu, içki içenlerin ertesi sabah duydukları rahatsızlık.
aranan kişi
'den sonra gelmek Verb
hemen sonra
(a) kovalamak, peşinden koşmak.
to run after women: kadın peşinde koşmak, hovardalık yapmak. (b)
hizmet etmek.
I can't keep running after you all day.
bir şeyi adresine göndermek Verb
bir şeyi yeni adresine göndermek Verb
tamah etmek Verb
rağbetli
(menkul değerler) aranan
(a) (birisine/ebeveyne vb.) benzemek, -e çekmek.
He takes after his father: Babasına çekmiş. (b)

take off after = take out after
dd: yolunu tutmak, izinden gitmek.
ertesi gün
yarın değil , öbür sabah
ertesi yıl
peşinde
vergi çıktıktan sonra
zaman içinde Adverb
zamanla Adverb
belirli bir tarih ve olaydan sonra iktisap olunan
(US) ipoteği verenin ipoteği veriş tarihinden sonra üzerine ipotek konulabilir başka bir gayrimenkul iktisap ettiğinde
sonunda, bununla beraber, mamafih, netice itibarıyla, herşeye rağmen, ne de olsa, yine de.
after all,
what does it matter? Netice itibarıyla bunun ne önemi var? (Bundan ne çıkar?)
after all, he is your son: Ne de olsa oğlundur.
I decided to take the train after all: Sonunda trenle gitmeye karar verdim.
Adverb
herşeye rağmen, ne de olsa.
After all, he's still a child: Ne de olsa henüz bir çocuk.
mahsup edildikten sonra
banka çalışma saatleri sonrası
kanıtlanması üzerine
iş saatleri dışında
gözetim
bakım
dikkatle incelendikten sonra
komisyona danıştıktan sonra
masraflar çıkarıldıktan sonra
masraflarınız düşüldükten sonra
kararın verilmesinden sonra meydana çıkarılan kanıt
yan etkiler Noun
yan etkiler
otomatik ateşleme
(çalışma/okul vb.) saatlerinden sonra.
borsa kapanışından sonraki işlemler Noun
hisse senedi borsasının resmen kapanmasından sonraki alışverişler Noun
kaçıncı defa
ben ölmek ünce
ben ölmek ünce
uzun müzakerelerden sonra
rüştüne eriştikten sonra
feleğin nice darbesinden sonra
yeni çıkarılan bir menkul değerin arz ve talebe göre borsa fiyatı belirlendikten sonra işleme tabi kılınması
resmi saatler dışında borsada listelenen menkul değerlerin gayri resmi alım satımı
pazar sonrası (bakım ve yedek parça sağlama işi
iyice düşündükten sonra
aşağıda adı geçen
uzun müzakerelerden sonra
uzun müzakerelerden sonra
izin aldıktan sonra
izin alındıktan sonra
uzun uzun soru sorduktan sonra
beklenmedik durumlar için karşılık ayrıldıktan sonra
satış sonrası hizmet Noun
yedek parça ikmali gibi müşterilere verilen satış sonrası servisi
iyice düşündükten sonra
görüldüğünden bir süre sonra
bir kambiyo senedinin vadesinin keşide edilen şahsa akseptans için takdim edildiği tarih olarak hesaplanacağını ifade eder
vadeli (poliçe)
ibrazında
iki ay ya da üç ay sonra ödenmesini öngören ifade
bir kambiyo senedi ya da emre muharrer senette yazılı olan ve senedin ibrazında ya da kabulü anında atılan tarihten bir ay
vergi düşüldükten sonraki kazanç
vergi sonrası kâr
vergi kesildikten sonraki kâr
ondan sonra.
moda icabı
moda gereği
bedeni olarak
cismani olarak
badema
tedaviden sonraki yeni bir tedavi
tedavi sonrası bakım
kontroldan sonra
kontrolden sonra
suçluya yataklık eden feri fail
suç işlendikten sonra suçluya yataklık eden feri fail
suçluyu saklayan kişi
cürüm işlendikten sonra suç ortağı olan kimse
birinin sağlığını sormak Verb
birinin hakkında sorular sormak Verb
birinin nasıl olduğunu sormak Verb
bir şeyi şiddetle istemek
bir şeyin peşinde olmak Verb
biri hakkında tahkikat yapmak Verb
birşey örnek alınarak oluşturulmak Verb
birşeye göre biçimlendirilmek Verb
birşeye dayandırılarak oluşturulmak Verb
vadeli kambiyo senedi
vadeli kambiyo senedi
zamparalık etmek Verb
zamparalık
birinin arkasını toplamak Verb
birini bulmaya çalışmak Verb
birinin peşine düşmek Verb
birini yakalamaya çalışmak Verb
gün begün
günden güne
bu tarihten itibaren
ibrazdan sonraki günler Noun
üzerinde yazılı tarihten sonra ödenecek senet
... peşinde koşmak Verb
servet düşkünü olmak Verb
övgü peşinde olmak Verb
servet peşinde olmak Verb
şan şeref peşinde olmak Verb
bir poliçenin protesto süresi geçtikten sonra ciro edilmesi
tahkik etmek Verb
vicahi hüküm
bir dostun özlemini çekmek Verb
sahip çıkmak Verb
birinin bakımını üstlenmek Verb
birine bakmak Verb
biriyle ilgilenmek Verb
birine bakarak olmak Verb
birine göz kulak olmak Verb
birşeyden sorumlu olmak Verb
birşeye bakarak olmak Verb
birşeyle ilgilenmek Verb
evi geçindirmek Verb
kendine dikkat etmek Verb
kendi başına idare etmek Verb
başının çaresine bakmak Verb
kendi işini kendi görmek Verb
birini cinsel olarak sürekli düşünmek Verb
biriyle cinsel ilişkiye girmek istemek Verb
doğum kontrol hapı
birinin adından esinlenerek birini adlandırmak Verb
birine birinin adını vermek Verb
vergi düşülmüş net gelir
örnek olmak Verb
birşeyi model alarak şekillendirmek Verb
(Br) stopaj kesilmiş maaş
stopaj kesilmiş maaş
işlenmiş maaşlar
birinin dağıttığı yeri toplamak Verb
birinin dağınıklığını toplamak Verb
haber peşinde olmak Verb
kapanış sonrası kuru
iflas kararından sonra iktisap edilen mal
boş hayal peşinde koşmak Verb
...'den saatler sonra Adverb
...'den kısa bir süre sonra Adverb
...'den hemen sonra Adverb
dersler bittikten sonra okulda kalmak Verb
cezaya kalmak Verb
peşini bırakmamak Verb
birini adım adım izlemek Verb
birine çekmek Verb
birine benzemek Verb
yarın değil , öbür gün
borsanın kapanış saatinden sonra işlem gören menkul değerin fiyatı
öbür yıl
otuz gün vâdeli senet
otuz gün vadeli senet
karıncalanmak Verb
  1. inf.