image

English-Turkish Translation

  1. Noun, Language-Literature imge
  2. Noun resim.
  3. Noun görüntü, hayal, imge.
    real image: gerçek görüntü.
    virtual image: edimsiz görüntü.
  4. Noun fikir, kavram, izlenim.
  5. Noun şekil, suret, görünüş, bir şeyin benzeri.
    God created man in his own image.
  6. Noun aynı, tıpkı, benzer, kopya.
    That child is the image of his mother.
  7. Noun simge, sembol, timsal, remiz, işaret, alâmet.
  8. Noun örnek, numune, mücessem şekil.
    He was the image of frustration.
  9. Noun tasvir, bir şeyin yazı veya sözle tanıtımı.
  10. Noun put, sanem, tapıt, heykel.
    an image of Virgin Mary.
  11. Noun benzetiş, teşbih, mecaz.
    speak in images: mecazlı konuşma.
  12. Noun, Psychology (bkz: imago ).
  13. Noun görünüş, zuhur.
  14. Noun (bir kimse hakkında) toplumun kanaati, kamuoyu.
    They had quite the wrong image of him: Onun hakkında
    tamamen yanlış kanaat edindiler.
    How can we improve our public image? Hakkımızdaki toplumsal kanaati nasıl düzeltebiliriz? (= Kamu oyunu nasıl lehimize çevirebiliriz?).
  15. Transitive Verb tasavvur/tahayyül etmek, zihinde canlandırmak, kavramak, idrak etmek.
  16. Transitive Verb resim/heykel yapmak.
  17. Transitive Verb tasvir etmek.
  18. Transitive Verb (ayna vb.) yansıtmak, aksettirmek.
  19. Transitive Verb (resmini ekran üzerine) izdüşürmek, (resmini) perdede göstermek.
    Familiar scenes were imaged on the screen.
  20. Transitive Verb simgeleştirmek, örnekleştirmek.
  21. Transitive Verb benzemek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

take away from one's public image
halkın gözünde itibarını düşürmek Verb
body image
beden imgesi Noun, Psychology
brand image
belirli bir malın tüketicinin zihninde yarattığı izlenim
brand image
marka imajı Noun, Advertising
burned-in image
izi kalan görüntü Information Technology
business image
şirket imajı
business image
görüntüsü
career image
meslek imajı
corporate image
firma imajı
corporate image
şirketin imajı
corporate image
şirket ya da örgütün adı ya da simgesinin halkın zihninde yarattığı imaj ya da izlenim
corporate image
(US) şirketin imajı
cultivate an image
imaj yaratmak Verb
cultivate an image
bir imaj yaratmak Verb
digital image
sayısal görüntü Noun
express image
tam benzeri
father image
manevî baba, ideal baba, baba yerine konulan adam. Noun
faulty image
bozuk TV resmi
film image
resim
ghost image
kayma
graven image
idol (1). Noun
latent image
gizli imaj
living image
canlı suret
memory image
canlı anı
mental image
tasavvur
mental image
hayal
mirror image
görüntü, aynadaki görünüş/imge/hayal.
molding of the corporate image
(US) şirket imajının biçim bulması
positive image
pozitif görüntü
product image
ürün imajı
product image
ürünün tüketiciler üzerinde bıraktığı izlenim
public image
kamuda yaratılmış imaj
real image
gerçek görüntü. Noun
reverse image
ters görüntü Information Technology
satellite image
uydu görüntüsü Noun
spitting image
hık demiş burnundan düşmüş
spitting image
tıpkı
television image
televizyon imajı
image advertising
eğlence
image advertising
cinsiyet
image advertising
canlılık
image advertising
başarı gibi çekici olumlu bir imge ile bağdaştırılmış reklam yapım türü
image building
imaj yaratma
image dissector
televizyon resim bölücüsü
image dissector
televizyon resmi bölücüsü
image orthicon
çok hassas televizyon kamerası tüpü
image processing
görüntü işlem Information Technology
be the very (living) image of sb
hık demiş burnundan düşmüş olmak Verb
be the very (living) image of sb
birinin tam benzeri olmak Verb
established brand , image , market , product
imaj
established brand , image , market , product
ürün
established brand , image , market , product
kabul edilmiş marka
established brand , image , market , product
piyasa
spit and image of
=
the dead spit of
k.d. …'in tıpkısı, aynısı, tıpatıp benzeri.
She is the spitting
image of her mother: Tıpkı annesine benziyor. (Hık demiş burnundan düşmüş).
He's the dead spit of his father.
spitting image of
=
the dead spit of
k.d. …'in tıpkısı, aynısı, tıpatıp benzeri.
She is the spitting
image of her mother: Tıpkı annesine benziyor. (Hık demiş burnundan düşmüş).
He's the dead spit of his father.
Tagged Image File Format file ( TIFF )
TIFF Information Technology
English-Turkish phrases from Zargan's own database