compare

  1. : mukayese ediniz.
  2. benzetmek, benzerliğini belirtmek.
    Your beauty and hers cannot compare.
  3. Grammar artıklık derecelerini söylemek.
    “ compare the adjective nice.” “Nice, nicer, nicest.”
  4. (bkz: comparison ).
eşsiz, üstün, fevkalâde, eşi yok, emsalsiz, kıyas kabul etmez, mukayese edilemez.
bir kopyayı aslıyla karşılaştırmak Verb
bir kopyayı aslıyla karşılaştırmak Verb
karşılıklı düşünce ve izlenimlerini söylemek Verb
note1 (14).
fikir teati etmek, karşılıklı görüş ve düşüncelerini anlatmak.
sonuçları karşılaştırmak Verb
bir şeyi bir şeyle karşılaştırmak Verb
metinleri karşılaştırmak Verb
metinleri karşılaştırmak Verb
hesapları karşılaştırmak Verb
defterleri karşılaştırmak Verb
sonuçları karşılaştırmak Verb
benzetmek Verb
benzemek Verb
karşılaştır(ıl)mak, mukayese etmek/edilmek, kıyasla(n)mak, kıyas kabul etmek, boy ölçüşmek.
If you
compare Marx's work with Hegel's you will find many differences. Dekker's plays cannot be compare with Shakespeare's.
This compares favorably with that: Onunla mukayesesi lehine sonuç verir.
Nobody can compare with him in French: Fransızcada hiç kimse onunla boy ölçüşemez.
iki belgeyi karşılaştırmak Verb
mukayese kabul etmek Verb
iki evrakı karşılaştırmak evrak memuru