alacaklılarını oyalamak
Verb
yolculuğunu ertelemek
Verb
geciktirilmeye gelmemek
Verb
gecikme kabul etmemek
Verb
geciktirilmeye gelmemek
Verb
geciktirilmeye gelmemek
Verb
uygun zamanı bekleyerek oyalamak
Verb
(grev , US) kanuni düşünme süresi
icrayı önlemeye çalışmak
Verb
gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda
Adverb, Law
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde
Adverb, Law
çalışmada yer alabilecek kaçınılması olanaksız sekte
uygun zamanı bekleyerek oyalama
gecikme faizi
Noun, Contract Law
gecikme kabul etmemek
Verb
gecikme kabul etmemek
Verb
postada gecikme savunusunda bulunmak
Verb
postada gecikme mazereti göstermek
Verb
trafik sıkışıklığı yüzünden gecikme
aşırı bir gecikmeye mahal vermeksizin
Adverb
alacaklıları oyalamak
Verb
siparişi yerine getirmede gecikme
holding içi ödemeleri geciktirmek
Verb
fon teminini geciktirmek
Verb
fiyat artışını mümkün olduğu kadar geciktirmek
Verb
birinin gecikmesine neden olmak
Verb
birşeyi sonraya bırakmak
Verb
birşeyin geç kalmasına neden olmak
Verb
kovuşturmayı sürüncemeye uğratmak
Verb
gecikme süresi
Information Technology
gecikme tazminatı (akdin zamanında ifa olunmaması sebebiyle geç kalınan günler için müteahhit tarafından
iş sahibine ödenmesi gereken tazminat
elektromanyetik geciktirme hattı
ödeme için süre vermek
Verb
ödemede süre tanımak
Verb
ödeme de süre tanımak
Verb
manyetik geciktirme hattı
(borç) ödeme için vadeyi uzatmak
Verb