delicate

  1. ince, zarif.
    delicate handwriting.
  2. nahif, zayıf, kolayca kırılır.
    a delicate butterfly wing.
  3. narin, rakik.
  4. açık (renk), soluk, yumuşak.
    a delicate shade of pink.
  5. hassas, duygulu, ince hisli.
    a delicate sense of smell.
  6. hassas (alet), en ufak değişiklikleri kaydeden.
    a delicate instrument.
  7. nazik, büyük dikkat/itina/ihtimam gerektiren.
    a delicate situation. the delicate balance of power.

    to tread on delicate ground: nazik bir meseleye dokunmak.
  8. doğru/makul olan şeyi gören.
    a delicate sense of propriety.
  9. kibar, başkalarının duygularına saygı gösteren.
  10. seçme, seçkin, nadide, nefis, leziz (gıda/yiyecek).
    delicate tidbits.
  11. titiz, müşkülpesent.
    not a movie for the delicate viewer.
  12. şehvetperest(lik), zevk ve safa düşkünü/düşkünlüğü.
çok nazik safhaya girmiş bulunmak Verb
eşit kusur
tarafların karşılıklı ve eşit derecede kusurlu olmaları Noun
nefis hava
nazik tavırlar Noun
nazik mesele
nazik sorun
nazik durum
hassas konu Noun
ince işçilik
çıban başı
nazik durumda bulunmak Verb
sağlık durumu nazik olmak Verb
nazik bir konuya değinmek Verb
nazik bir konuya dokunmak Verb
konu dokunmak Verb
çok nazik sorunlarla karşı karşıya bulunmak Verb