kirayı her üç aylık dönem sonunda ödemek
Verb
her ay maaşının yarısını tasarruf etmek
Verb
her ay maaşının onda birini bir kenara koymak
Verb
birbiri(ni), bir ötekini, yekdiğerini.
They love each other: Birbirlerini seviyorlar.
They kissed each other: Öpüştüler (birbirlerini öptüler).
They are separated from each other: Birbirlerinden ayrıldılar.
Herkesin zevki kendine., Zevkler ve renkler tartışılmaz.
Sentence, Idioms
Herkesin zevki kendine., Zevkler ve renkler tartışılmaz.
Sentence, Idioms
üçlü bahis: yarışta bahse girilen at veya köpek 1, 2 veya 3'üncü geldiğinde kazanılan bir bahis.
I put $10 each way on Red Rum, so I won some money though he came second.
Adverb
her bir zararın belli bir miktarını üstlenmek
Verb
her yıl yüzlerce dolar cepten eklemek
Verb
her bir atışta on ikiye daha yaklaşmak
Verb
yağlı yağlı ballı olmak
Verb
birbirini iptal etmek
Verb
birbirine karşılıklı tazminat vermek
Verb
birbirini itfa etmek
Verb
saç saça baş başa gelmek
Verb
yeni bir kitabı kapışmak
Verb
her satıştan komisyon almak
Verb
bir paragrafın birinci satırını içerlek yazmak
Verb
birbirini itip kakmak
Verb
yolda sık sık karşılaşmak
Verb
her yıl yüzlerce dolar cepten eklemek
Verb
her bir mirasçıya düşen kısım
her bir mirasçıya düşen pay
her bir kalemi ayrı ayrı hesaba geçirmek
Verb
Birim Fiyatı:
Noun, Commerce
her bir malın üzerine bir fiyat koymak
Verb
her malın üzerine bir fiyat koymak
Verb
birbiriyle reaksiyona girmek
Verb
her ay eve para havale etmek
Verb
her ay mal göndermek
Verb
gümbürtüyle çarpışmak
Verb
birbiriyle hemen kaynaşmak
Verb
(devletler) ortak sorunları olmak
Verb
(olaylar) birbirini izlemek
Verb
anlaşmak, birbirini anlamak.
her bir nesneye değer biçmek
Verb