environment

English-Turkish Translation

  1. Noun çevre, yöre, muhit, etraf, içinde bulunulan yer/koşullar.
    Children need a happy home environment.
    They are passing new laws to prevent the pollution of environment.
  2. Noun kuşat(ıl)ma, etrafı çevrilme/sarılma, (etrafını) çevirme, sarma, ihata etme/edilme.
  3. Noun kuşatan/çeviren/saran/ihata eden şey.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

adjust oneself to one's environment
kendini çevreye uydurmak Verb
bring oneself into closer rapport one one's environment
çevreyle daha yakın ilişkiye girmek Verb
environmental crime
çevre suçu Noun, Criminal Law
environment-friendly
çevreye duyarlı Adjective, Environment-Ecology
false valuation of one's environment
çevresini yanlış değerlendirme
get away from one's environment
kendini çevresinden kurtarmak Verb
abiotic environment
abiyotik çevre Noun, Biology
be kind to the environment
etrafına karşı müşfik davranmak Verb
biotic environment
biyotik çevre Noun, Biology
business environment
iş ortamı Noun
business environment
iş çevresi
Committee on Environment
Çevre Komisyonu Noun, Organizations
competitive environment
rekabet ortamı Noun, Competition Law
department of environment
(Br) Çevre Bakanlığı
Department of Legislation and the Environment
Mevzuat ve Çevre Dairesi Noun, Organizations
family environment
aile çevresi
home environment
ev ortamı
home environment
ev çevresi
hostile environment
düşman çevre
investment environment
yatırım ortamı Noun, Economics
marine environment
deniz çevresi Noun, Maritime Traffic
marketing environment
bir şirketin satışlarını etkileyen dış etkenler
marketing environment
pazarlama ortamı Noun, Advertising
minister for the department of the environment
(Br) Çevre Bakanı
minister of environment
(Br) Çevre Bakanı
Minister of the Environment
çevre bakanı
ministry of the environment
(Br) Çevre Bakanlığı
Ministry of the Environment
çevre bakanlığı
moral environment
muhit
moral environment
çevre
moral environment
ahlaki çevre
moral environment
ahlaki ortam
natural environment
doğal çevre
physical environment
fiziksel çevre
receiving environment
alıcı ortam
run-time environment
çalıştırma ortamı Information Technology
Secretary of State for Environment
çevre bakanı
secretary of state for the environment
Çevre Bakanı
social environment
sosyal çevre
social environment
toplumsal çevre
staging environment
deneme yayını ortamı, prova ortamı : Bir web sitesinin canlı yayına geçmeden hemen önce, son kontrol
amacıyla yayınlandığı test ortamı.
Noun, Software
work environment
çalışma ortamı Noun, Employment
work environment
iş ortamı Noun
working environment
çalışma ortamı Noun, Employment
working environment
iş ortamı Noun
environment area
çevre alanı
environment chamber
klimatizasyon odası Noun
environment cleanup
çevre temizliği
environment control
çevrel denetim
environment damage
çevre hasarı
environment department
çevre işlerine bakan makam
environment design
çevrel tasarım
environment development
çevre gelişmesi
environment forecast
çevre tahmini
environment friendly
çevre dostu Noun, Environment-Ecology
environment man
çevre uzmanı
environment minister
çevre bakanı Noun, Politics-Intl. Relations
environment officer
çevre görevlisi
environment planning
çevre planlaması
environment pollution
çevre kirlenmesi
environment problems
çevre sorunları Noun
environment science
çevrebilim
environment secretary
(Br) Çevre İşleri Bakanı
environment variable
çevre değişkeni Information Technology
specially protected environment area
özel çevre koruma alanı
specially protected environment areas
özel çevre koruma alanları Noun
European Environment Agency
Avrupa Çevre Ajansı
Ministry of Environment and Urban Planning
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Noun
Ministry of Environment and Urbanization
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Proper Name, Organizations
Provincial Directorates for Environment and Urbanization
İl Çevre ve Şehircilik Müdürlükleri Noun, Organizations
United Nations Environment Program (UNEP)
Birleşmiş Milletler Çevre Programı Noun, Organizations
English-Turkish phrases from Zargan's own database