tercihen, en iyisi, bari.
I would sooner not go: Ben gitmesem daha iyi; gitmemeyi tercih ederim.
I really don't want to go there. I'd just as soon turn around and go back: Cidden oraya gitmek istemiyorum, en iyisi geri döneyim.
Death sooner than slavery: Ölüm esaretten yeğdir.
I would sooner die: Ölürüm de bunu yapmam.