lay to

English-Turkish Translation

  1. (a)
    den. gemiyi (foça edip) durdurmak, (b)
    den. gemiyi doka çekmek/doklamak, (c) gayret
    etmek, (işe) dört elle sarılmak/kendini vermek, (d) atfetmek, yüklemek, isnat etmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

lay to heart
(a) unutmamak, aklından çıkarmamak, daima hatırlamak, (b) çok etkilenmek, içine işlemek, çok üzülmek/duygulanmak.

He laid his sister's death very much to heart.
lay to rest
(a) gömmek, ebedî uykusuna yatırmak, (b) örtbas etmek, bertaraf etmek.
lay to rest
(ölüyü) gömmek, defnetmek.
lay to sleep
(a) gömmek, ebedî uykusuna yatırmak, (b) örtbas etmek, bertaraf etmek.
(responsibility) to lay on sb
tahmil etmek Verb
lay a mistake to sb's charge
birine suç yüklemek Verb
lay a ship on keel to lay down a ship
gemiyi tezgâha koymak Verb
lay a ship on keel to lay down a ship
omurga kurmak Verb
lay a siege to a town
bir şehri kuşatmak Verb
lay claim to
bir şey üzerinde hak iddia etmek Verb
lay claim to
üzerinde hak iddia etmek Verb
lay claim to an estate
bir emlak üzerinde hak iddia etmek Verb
lay crackdown to
sıkı önlem almak Verb
lay one's homage to sb's feet
birine saygı sunmak Verb
lay one's self open to attack
kendini saldırıya maruz bırakmak Verb
lay oneself open to calumny
kendini iftiraya maruz bırakmak Verb
lay oneself open to criticism
kendini eleştiriye açık tutmak Verb
lay oneself open to criticism
eleştiriye maruz kalmak Verb
lay oneself open to criticism
kendisini eleştiriye maruz bırakmak Verb
lay oneself open to public censure
kendini halkın kınamasına maruz bırakmak Verb
lay oneself open to ridicule
kendini gülünç yapmak Verb
lay out one's money to advantage
parasını kazançlı işe yatırmak Verb
lay siege to
kuşatmak, muhasara etmek, muhasaraya almak.
lay siege to ...
...i ablukaya almak Verb, Military
lay siege to ...
...i muhasara etmek Verb, Military
lay siege to ...
...i kuşatmak Verb, Military
lay someone to rest
birini ebedi istirahatgahına uğurlamak Verb
lay someone to rest
birini toprağa vermek Verb
lay something to sb's charge
bir şeyi birinin bakımına vermek Verb
lay strict instructions to sb
birine sıkı sıkı talimat vermek Verb
lay the law to sb
birine emretmek Verb
not to be on one's old lay
eski mevkiinde olmamak Verb
to give/lay odds
sonucu lehine olan/gözüken bir bahse girişmek.
lay (someone) odds (of): birine avantaj sağlamak, üstünlüğü birine bırakmak.
to lay a motion on the table
önergeyi belirsiz ileri bir tarihe atmak Verb
to lay damages
hasarı saptamak (davacının uğradığı zararları iddia etmesi
to lay down the law (when one has no right to do so
fetva vermek Verb
to lay furnished lodging
kiralık möbleli odalar
to lay information against someone with the police
biri hakkında polise ihbarda bulunmak Verb
to lay low
araziye uymak (argo) Verb
to lay mines
lağım döşenir
to lay/put the blame on someone
kabahati birinin üzerine atmak, birini kabahatli bulmak.
English-Turkish phrases from Zargan's own database