butter

English-Turkish Translation

  1. tereyağ.
  2. ezme: tereyağı gibi ekmeğe sürülen şey.
    peanut butter: fıstık ezmesi.
    apple butter: elma püresi.
  3. yaltakçılık, dalkavukluk, müdahene.
    to look as if butter wouldn't melt in one's mouth: (aslında
    öyle olmadığı halde) pek masum/saf gözükmek.
  4. yağlamak, yağ/tereyağı sürmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

buttermilk
yayık altı suyu Noun, Food-Kitchen
buttermilk
yayık altı sütü Noun, Food-Kitchen
earn one's bread and butter
ekmeğini kazanmak Verb
quarrel with one's bread and butter
kendi bindiği dalı kesmek Verb
quarrel with one's bread and butter
kendi menfaatine halel getirmek Verb
apple butter
elma ezmesi: kaynatılıp püre haline getirilmiş, şeker ve baharat katılarak ekmeğe sürülen elma. Noun
black butter
beurre noir
bread and butter
kişinin geçimini sağladığı biçim
bread and butter
kazanç ya da geçim yolu
bread and butter
sıradan
bread and butter
maddeci
bread and butter
tereyağlı ekmek Verb
brown butter
beurre noir
cacao butter
cocoa butter
cacao butter
kakao yağı: kakao çekirdeğinden çıkarılır, sabun ve kozmetik sanayiinde kullanılır.
clarified butter
sadeyağ sağ yağ
cocoa butter
kakao yağı: kakao çekirdeğinden çıkarılır, sabun ve kozmetik sanayiinde kullanılır.
decontrol the price of butter
yağ fiyatından narhı kaldırmak Verb
drawn butter
(a) eritilmiş tereyağı, (b) eritilmiş tereyağı, un, sebze veya balık suyu ve limonla hazırlanmış salça.
grease or butter
yağsız
guns before butter
tüketim mallarına değil de savaş malzemesine öncelik verilmesi zorunluluğunu belirten deyim
guns before butter
tereyağından önce silahlar Noun
lemon butter
(a) limonlu tereyağı, limon rayihasında tereyağı, (b) limon suyu, erimiş tereyağı ve baharatla yapılmış balık sosu.
like a (hot) knife through butter
tereyağından kıl çeker gibi
onions and butter
kalya
peanut butter
fıstık ezmesi.
rock butter
şap
run butter
sadeyağ sağ yağ
tub for butter
tereyağı yayığı
unsalted butter
tuzsuz tereyağı Noun, Food-Kitchen
vegetable butter
margarin
vegetable butter
vejetalin
butter bean

wax bean ile ayni anlama gelir. sarı taze fasulye. Noun
butter bean

lima bean ile ayni anlama gelir. lima fasulyesi. Noun
butter curler
tereyağı şekillendirme bıçağı Noun, Food-Kitchen
butter etc
yağcı
butter fingers
sakar kişi
butter knife
tereyağı bıçağı. Noun
butter muslin
tülbent. Noun
butter of arsenic
arsenic trichloride Noun
butter tree
tereyağı ağacı: meyvesi tereyağına benzer bir yağ veren sıcak ülke ağacı. Noun
butter up
dalkavukluk/yaltakçılık yapmak, yaltaklanmak, kavuk sallamak.
He knows how to butter up his boss to get a raise.
bread and butter business
kişinin geçimini sağladığı en önemli iş
bread and butter business
asıl iş
bread and butter economic issues
ekonomik günlük sorunlar Noun
bread and butter issues
günlük ekonomik sorunlar Noun
bread and butter letter
şükran mektubu.
bread and butter minded
kuru fikirli
bread and butter minded
maddeci
bread and butter program (me)
müsbet kafalı program
Fine words butter no parsnip
Lâfla peynir gemisi yürümez.
lemon butter sauce
(a) limonlu tereyağı, limon rayihasında tereyağı, (b) limon suyu, erimiş tereyağı ve baharatla yapılmış balık sosu.
wb who drawls his words ; churned butter ; to spreak with a drawl .
yayık ağızlı yayık yağı yayık yayık konuşmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database