(a) kulak misafiri olmak, (konuşulanları gizlice) dinlemek, kulak kabartmak.
to listen in to a conversation. (b) radyo(dan) dinlemek.
to listen in at news time. listen in next week for another drama. listen in to the news.
Did you listen in to the Prime Minister yesterday evening: Dün akşam radyodan Başbakanı dinledin mi? (c) (telefon konuşmasını) paralel telefondan dinlemek.
I listened in on the extension.