kafasında bir sürü ayrıntı tutmak
Verb
aktif kütle
Noun, Physics
hava kütlesi: geniş bir bölgeyi kaplayan ve yatay düzlemde özellikleri üniform olan hava tabakası.
Noun
öğeciksel kütle, atom kütlesi: bir elemanın yerdeşinin öğeciksel kütle birimine göre hesaplanan kütlesi.
atomic mass unit: öğeciksel kütle birimi: karbon atomunun en bol bulunan yerdeşi kütlesinin 1/12.000'ine eşit olarak seçilmiş kütle birimi (≈ 1.6605x10-27 kg).
Noun
atom kütlesi
Noun, Engineering
dengeleme kütlesi
Noun, Transport
(papazların kara cübbe giydikleri) ölülerin ruhuna dua âyini.
dinsizler âyini: dinsizlerin Hristiyanlıkla alay için yaptıkları âyin.
kütle özeği/merkezi.
Noun
dönüşül kütle: kendi kendine bir zincir tepkileşimi sürdürmeye yeterli ışımetkin özdek tutarı.
Noun
halk âyini, dinî müzik yerine halk müziği ile yapılan âyin.
Noun
(Katolik kiliselerinde) büyük âyin.
Noun
mass ile ayni anlama gelir. toptan, toplu(ca), kütle/sürü halinde, toplu olarak, yığın yığın,
küme küme.
mass production.
mass attack: toplu saldırı.
mass executions: toptan idamlar.
mass rising: bütün halkın ayaklanması.
özdek korunumu yasası, kütle sakımı kanunu.
Noun
kütlenin korunumu kanunu
Noun, Physics
eli silah tutan herkesin askere alınması
basit/sade âyin: müziksiz ve korosuz kilise âyini. High Mass
Noun
azami toplam kütle
Noun, Transport
duruk kütle: görelilik kuramında devinen bir gözlemciye göre devinimsiz bir cismin kütlesi (Cisim hızlandıkça kütlesi artar).
Noun
teknik açıdan izin verilen azami yüklü kütle
Noun, Transport
çekilebilir kütle
Noun, Transport
yüksüz kütle
Noun, Transport
kitlesel hareket
Noun, Politics-Intl. Relations
kitleye hitap eden reklam
kitlelere karşı takınılan tavır
toplu tutuklama
Noun, Politics-Intl. Relations
yığınların okuduğu gazete
kitle iletişimi
Noun, Communication
kütle eksiği: bir atom çekirdeği kütlesi ile onu oluşturan çekinciklerin kütleleri toplamı arasındaki
fark (çekirdeğin oluşumu esnasında açığa çıkan enerjiyi belirler). binding energy
kitlesel gösteri
Noun, Politics-Intl. Relations
yığınların ülkeden çıkartılması
toplu halde sınırdışı etme
bir maldan büyük miktarda alındığında yapılan iskonto
toplu işten çıkarmalar
Noun
yaygın eğitim
Noun, Education-Training
toplu işçi çıkarma
Noun, Management
toplu işten çıkarma
Noun, Management
genel okura hitap eden dergi
tümduyurum, kitle iletişim, toplu haber yayma araçları.
Noun
toplu haber araçları (gazete, radyo, TV).
kitlesel mecralar
Noun, Advertising
kitle iletişim araçları
Noun, Advertising
kitlesel medya
Noun, Sociology
kitle iletişim araçları
Noun, Communication
kitle medyası (insanların büyük çoğunluğunun ilgisini çeken iletişim medyası
Noun
genel toplantı: çoğunlukla siyasal tartışma amaciyle yapılan halka açık toplantı.
Noun
her cins malın satıldığı büyük perakendeci mağazası
toplu göç
Noun, Politics-Intl. Relations
kitlesel göç
Noun, Politics-Intl. Relations
seri tadilat
Noun, Transport
tüm devinim, kütle hareketi, toplu hareket, büyük bir topluluğun taşınması/yer değiştirmesi, geniş ölçüde
havadan taşıma.
mass movement of troops: büyük askerî birliklerin havadan taşınması.
Noun
kütle/toplum/halk hareketi/girişimi: mevcut toplumsal, ekonomik ve siyasal kurumları değiştirmek için
avam tabakasının giriştiği kapsamlı hareket.
Noun, Sociology
kütlesel ad: sonsuz parçalara bölünebilen cisimlerle soyut kavramlara verilen ad:
water, air, happiness gibi. İngilizcede bu adlar
indefinite article (
a, an) almazlar ve çoğul yapılamazlar. count noun
Noun
kütle sayısı: (a) bir öğecik çekirdeğinin çekincik sayısı, (b) bir öğecik çekirdeği yerdeşinin öğecikler
kütlesine en yakın tüm sayı.
Noun
kütle numarası
Noun, Biology
(Br) toplu haldeki halkın kamuoyunu elde etmek için yapılan araştırma
çıplak şasi kütlesi
Noun, Transport
kitle partisi
Noun, Politics-Intl. Relations
toplu halde grev gözcülüğü yapma
toplu halde grev gözcülüğü
büyük grev gözcülüğü seferberliği
tüm-üretim, toptan üretim/istihsal, seri imalât, malların makine ile çok sayıda üretimi.
Noun
seri imalat
Noun, Textile Industry
seri üretim süreci ile üretilmiş otomobil
seri üretim yapan kuruluş
kitlesel eylem
Noun, Politics-Intl. Relations
yığınların gösterdiği tepki
yüksek uzmanlık ve düzeysel insan ilişkileriyle belirlenen çağdaş kentsel alan toplumunun durumu
kitle toplumu
Noun, Sociology
kütlesel izgeölçer: bir maddeyi iyonlaştırıp magnetik/elektrik alana maruz bırakarak zerreciklerin sapma
derecesinden bileşenlerini tanımlayan alet.
Noun
kütle izgegözler: elektrikle yüklü zerreciklerin kütlelerini ölçmekte kullanılan alet.
Noun
kütle izgesi: elektrikle yüklü zerreciklerin kütlelerine ve kütlelerinin yüklerine oranına göre sıralanmış izgeleri.
Noun
yığın bellek
Information Technology
toplu intihar
Noun, Religion-Faith
kitle turizmi
Noun, Tourism
en az serüveni ve yolculuk sırasında her şeyde alıştığını yeğleyen turist tipi
kitlesel işsizlik
Noun, Economics
= Massachusets (ABD eyaletlerinden biri).
atomik kütle birimi
Noun, Chemistry
kütleler etki yasası: “Bir kimyasal tepkimede ürünlerin etkin kütleleri çarpımının, tepkenlerin etkin
kütleleri çarpımına oranı sabittir.”
Noun
kitle imha silahları
Noun
toplu yok etme silahları
Noun