memory

English-Turkish Translation

  1. Noun, Psychology bellek
  2. Noun, Psychology hafıza
  3. Noun bellek, hafıza.
  4. Noun hafıza kuvveti.
    to have a good memory: hafızası kuvvetli olmak.
  5. Noun anımsama, hatırlama.
  6. Noun olayları anımsanan zaman süresi.
    a time within the memory of living men.
  7. Noun anımsanan/hatırlanan şey.
    one's earliest memories.
  8. Noun hatıra: özellikle ölen bir kimsenin arkada bıraktığı şöhret.
    a ruler of beloved memory.
  9. Noun hatırlanma, anılma.
  10. Noun hatırlanan/anılan kimse/şey.
  11. Noun anı, hatıra.
    in memory of: anısına, hatırasına.
    A monument in memory of Atatürk.
  12. Noun
    storage ile ayni anlama gelir. (a) bellek: bilgisayarın bilgi saklama/hatırlama kapasitesi, (b)
    bilgisayarda bilgilerin saklandığı bileşenlerin tümü.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be engraved in (one's mind or memory
nakşolmak Verb
be still fresh in one's memory
belleğinde hâlâ canlı tutmak Verb
branded in one's memory
belleğine çakılmış
draw upon one's memory
belleğine başvurmak Verb
embed in one's memory
hafızasına çakmak
embedded in one's memory
hafızasına sokulmuş
engrave something in (one's memory or mind
nakşetmek Verb
erase from one's memory
belleğinden silmek
fix something into one's memory
bir şeyi belleğine çakmak Verb
impress something on one's memory
belletmek Verb
imprint on one's memory
zihnine sokmak Verb
imprint on one's memory
belleğine kazımak Verb
lose one's memory
hafızasını kaybetmek Verb
nudge one's memory
hatırlatmak.
rake one's memory
belleğini/hafızasını yoklamak, hatırlamaya çalışmak.
refresh one's memory
belleğini tazelemek Verb
retain a clear memory of one's school days
okul günlerinin anısını belleğinde canlı tutmak Verb
search one's memory
belleğini yoklamak Verb
ship one's memory
aklından çıkmak Verb
ship one's memory
anımsayamamak Verb
slip from one's memory
unutmak Verb
task one's memory
belleğini zorlamak Verb
translation memory (TM)
çeviri belleği Noun, Translation
translation memory (TM)
çeviri hafızası Noun, Translation
trust one's memory
belleğine güvenmek Verb
trust one's memory too much
belleğine aşırı derecede güvenmek Verb
(mental faculty) memory
hafıza
aid memory
anımsamaya yardım etmek Verb
assistant to memory
belleteç
associative memory
çağrışımlı bellek Information Technology
be a blurred memory
zihni bulanık olmak Verb
beyond memory
anımsanamayacak kadar eski
brand something on sb's memory
bir şeyi beynine çakmak Verb
bubble memory
kabarcık bellek Information Technology
call to memory
hatırlamaya çalışmak Verb
collective memory
toplumsal bellek Noun, Sociology
commit something to memory
ezberlemek Verb
commit to memory
ezberlemek.
to commit a poem to memory.
defect of memory
bellek hatası Noun
defective memory
kötü hafıza
defective memory
zayıf bellek
display memory
görüntü (birimi) belleği Information Technology
distinct memory
canlı anı
dwell in sb's memory
birinin aklında kalmak Verb
dwell in sb's memory
birinin belleğinde kalmak Verb
elusive memory
zayıf hafıza
escape sb's memory
aklından çıkmak Verb
exact memory
yanılmayan bellek
exercise of memory
ezber alıştırması
expanded memory
genişletilmiş bellek Information Technology
extended memory
uzatılmış bellek Information Technology
failure of memory
bellek hatası Noun
flash memory
flaş bellek Noun, Information Technology
folk memory
halk gelenekleri Noun
free memory
boş bellek Information Technology
from memory
ezberden
from memory
akıldan
good memory
iyi hafıza
good memory
iyi bellek
have a good verbal memory
konuşulan sözcükleri aynen tekrarlayabilecek belleğe sahip olmak Verb
have a short memory
çabuk unutmak, hafızası zayıf olmak.
having a strong memory
hafızası kuvvetli
having a weak memory
hafızası zayıf
help to the memory
belleteç
jog sb's memory
birinin belleğini tazelemek Verb
jogtrot sb's memory
birinin belleğini tazelemek Verb
keep sb's memory
birinin anısını taze tutmak Verb
lapse of memory
anımsayamama
lapse of memory
unutkanlık
leaky memory
güvenilmez bellek
living memory
canlı anı
long memory
geniş bellek
long-term memory
uzun süreli hafıza Noun, Psychology
loose memory
unutkanlık
loss of memory
hafıza kaybı
magnetic bubble memory
manyetik kabarcık bellek
magnetic buble memory
manyetik kabarcık bellek
magnetic memory
manyetik bellek
main memory
(bilgisayarda) ana bellek. Noun
mind and memory
(vasiyet düzenleme) aklı ve hafızası yerinde olma
non synchronous non- volatile memory
eşzamanlı olmayan uçucu olmayan bellek
of sane memory
aklı yerinde
painful memory
acı hatıra
peace to his memory
ruhu sükûn içinde yatsın
photographic memory
görsel bellek
poor memory
zayıf hafıza
print themselves on the memory
zihninde iz bırakmak Verb
prod sb's memory
belleğini kurcalamak Verb
programmable read-only memory
programlanır salt okunur bellek Information Technology
random access memory
rastgele erişimli bellek. Noun
random access memory
rastgele erişimli hafıza Noun, Information Technology
Read Only Memory
Salt Okunur Bellek Information Technology
read-only memory
okunabilir bellek Noun, Information Technology
screen memory
perde anı Noun, Psychoanalysis
sensory memory
duyusal bellek Noun, Psychology
shortness of memory
bellek zayıflığı
short-term memory
kısa süreli hafıza Noun, Psychology
slip of the memory
bir şey unutma
speak from memory
ezberden konuşmak Verb
strength of memory
bellek gücü
suffer from loss of memory
belleğini yitirmiş olmak Verb
suffer from loss of memory
hafıza kaybı çekmek Verb
to the best of my memory
anımsayabildiğim kadarıyla
treacherous memory
güvenilmez bellek
treacherous memory
ihanet eden bellek
treasure sb's memory
birinin anısına saygı göstermek Verb
trigger a memory
birdenbire birşeyi hatırlatmak Verb
trigger a memory
bir anıyı canlandırmak Verb
vague memory
belli belirsiz anımsama
video memory
görüntü belleği Information Technology
virtual memory
sanal bellek Information Technology
visual memory
görsel bellek
within living memory
henüz sağ olanların anısında
within living memory
yaşamakta olan insanların belleğinde
memory access
(bilgi işlem) belleğe girme
memory address register
bellek erişim yazmacı.
memory aid
belleteç
memory aid
anımsamaya yardım eden şey
memory bank
bellek yuvası Noun, Information Technology
memory bank
bellek bankası Noun
memory bank
bellek öbeği
memory book
(US) not defteri
memory buffer register
bellek veri yazmacı.
memory bus
bellek ana yolu
memory cache
önbellek Information Technology
memory capacity
bellek sığası.
memory card
hafıza kartı Noun, Photography
memory dump
bellek dökümü.
memory error
hafıza hatası Noun
memory error
bellek yanılgısı
memory for places
yerleri anımsama yeteneği
memory image
canlı anı
memory interleaving
bellek binişimi.
memory location
bellek yeri.
memory loss
hafıza kaybı Noun, Medicine
memory measurement
bellek ölçme
memory page
bellek sayfası.
memory power
bellek gücü
memory protection
bellek korunum.
memory retention
akılda tutma
memory souvenir
bellekte kalan anı
memory souvenir
akılda kalan hatıra
memory test
bellek testi
memory unit
hafıza birimi (gelecekte yararlanılması düşüncesiyle bilgi ve programların saklandığı bilgisayar bölümü
direct memory access (DMA)
doğrudan bellek erişimi Information Technology
erasable programmable read-only memory ( EPROM )
silinir programlanır salt oku bellek Information Technology
give sb's memory a jog
birine bir şeyi anımsatmaya çalışmak Verb
have a bad memory for dates
tarihleri anımsayamamak Verb
have a bad memory for names
isimleri aklında tutamamak Verb
have a memory like a sieve
aklında bir şey tutamamak Verb
have a memory like a sieve
elek gibi zihni olmak Verb
have a pleasant memory for sb
zihninde güzel anısını saklamak Verb
if memory serves
yanlış hatırlamıyorsam Adverb
if memory serves me right
hafızam beni yanıltmıyorsa Adverb
if memory serves me right
yanlış hatırlamıyorsam Adverb
if memory serves me right
yanılmıyorsam Adverb
if my memory serves me (right
hafızam beni yanıltmıyorsa
if my memory serves me right
hafızam beni yanıltmıyorsa Adverb
if my memory serves me right
yanlış hatırlamıyorsam Adverb
if my memory serves me right
yanılmıyorsam Adverb
in memory of
... hatıra sına
random-access memory ( RAM )
rasgele erişimli bellek Information Technology
recall someone to the memory of others
andırmak Verb
retain a clear memory of sth
birinin anısını zihninde taze tutmak Verb
since the memory of man runneth not to the contrary
ezelden beri Adverb
since the memory of man runneth not to the contrary
dünya kurulduğundan beri Adverb
Paged Memory Management Unit
Sayfalanmış Bellek Yönetimi Birimi Information Technology
English-Turkish phrases from Zargan's own database