Botanik bahçeleri, hayvanat bahçeleri ve tabiatı koruma alanlarıyla ilgili faaliyetler (NACE kodu: 91.04)
Noun, Trades-Professions
suçun niteliği
Noun, Criminal Law
mahrem mahiyette olmak
Verb
gizli mahiyette olmak
Verb
neşeli yaradılışta olmak
Verb
(müzakereler) uzun sürecek gibi görünmek
Verb
tabiatına aykırı olmak
Verb
doğuştan yaratılıştan, fıtrî olarak, tabiatiyle, doğal olarak.
It's not in her nature to do anything rude, she's polite by nature.
olağandışı cinsel ilişki suçları
Noun
olağandışı cinsel ilişki suçları
Noun
malî nitelikli gümrük vergileri
Noun
nitelikleri itibarıyla
Adverb
münhasıran malî nitelikli
doğa kanunlarına karşı gelmek
Verb
iyi huy/mizaç/tabiat, şakacılık, şenlik.
Noun
insan tabiatı
Noun, Philosophy
insan doğası
Noun, Philosophy
huysuzluk, kötü huy, çirkin tabiat.
Noun
birinin iyi yürekliliğinden yararlanmak
Verb
yalnız bir kereye mahsus olmak üzere elde edilen gelir
Uluslararası Nitelikteki Teşekküllerin Kurulması Hakkında Kanun
Proper Name, Law
nature ile ayni anlama gelir. tabiat ana.
Cat's are nature's/Mother nature's way of limiting the number of mice.
kolay bozulabilir nitelikte
sermaye niteliğinde ödeme
sermaye niteliğindeki gelir
fıtrat dini
Noun, Religion-Faith
(sanayi) mevsime göre olan
tabiat hükmüne geçen şey, tabiî gelen şey.
alışkanlık, huy, yerleşmiş âdetler.
doğabilim, tabiatin incelenmesi, ilk okullarda öğretilen botanik, zooloji vb.
Noun
doğa turizmi
Noun, Tourism
doğaya tapma.
nature worshiper: doğaya tapan.
Noun
doğaca büyük beceri sahibi kılınmak
Verb
sanki yaradılıştan varmış gibi doğal huy haline gelmek
Verb
kurnazlıkla elde edilen imtiyaz davası
Noun
(bilanço) yatırım niteliğinde faiz
bir görüşmenin mahremiyeti
Noun
nesnelerin doğası gereği olmak
Verb
işleri oluruna bırakmak, özellikle iki kişinin dış etkilerden uzak sevişmesine göz yummak.
… gibi, … türünde/tarzında/biçiminde.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü
Noun, Organizations