net

  1. Adjective safi
  2. ağ, tül, file.
    tennis net: tenis ağı. (ilgili sıfat:

    reticular
    ).
  3. şebeke.
  4. balık/kelebek vb. ağı.
    a butterfly net.
  5. tuzak, hile.
    a net of political snare. a police net to trap the bank robbers.
  6. ağa/tuzağa düşürmek, avlamak.
    She's netted (herself) a rich husband.
  7. ağ ile tutmak/avlamak.
    to net fish.
  8. ağ ile örtmek.
    net the fruit trees to protect them from birds.
  9. ağ örmek.
  10. (tenis vb.) topu ağa vurmak.
  11. (ağırlık) darasız, dara çıktıktan sonra, safi.
    net weight.
  12. en son, nihaî.
    The net result of the tax changes was to make the rich even richer.
  13. safi kâr, net kâr (sağlamak).
  14. Noun, Accounting netleştirmek
  15. Noun, Accounting netlemek
üst ısıl değer, üst kalorifik değer Noun, Energy-Resources
KDV hariç Adverb, Accounting
temiz
yük ağı
veri ağı
(Br) vergisi çıktıktan sonra kalan kâr payı
vergisi çıktıkta sonra kalan kâr payı
balık ağı
balık ağı
yerli ağ
cibinlik
nakliyat sigortasında brüt prim eksi tenziller
demiryolu şebekesi
sigorta
kepçe
gırgır
tenis ağı
torpido ağı
(nakliyat sigortası) istisnasız bütün indirimlerin primden yapıldığını ifade eder
net meblağ
net tutar
net aktifler Noun
piyasa değerinden cari borçlar düşüldükten sonraki aktiflerin değeri
belirli bir süre içinde bir iletişim medyası tarafından kendilerine ulaşılmış kişiler ya da hane halkları sayısı
net bakiye
kesintisiz net fiyat
net kasa
net nakit akışı
net nakit akışı (belirli bir süre içinde kullanılmış ya da üretilmiş net nakit para tutarı
bir menkul kıymetin bir kapanış günü ile ertesi kapanış günü arasındaki fiyat değişikliği
vb'nin önünden geçen toplam insan sayısı
(açıkhava reklamcılığında) belirli bir süre içinde bir reklam
net komisyon
net maliyet
bir reklamı en az bir kez gören hedef grubun yüzdesi Noun
net borç
net gelir payı
net temettü
net giderler
net fiyat
Internet filtresi Noun
filoz Maritime Traffic
net kazanç
vergiden muaf tutulan hediyelik eşyalar Noun
net varlıklar Noun
net gelir
net artış
net borç
net faiz
net yatırım
net kira sözleşmesi (tüm bakım masrafları , vergiler , sigorta ve diğer giderlerin mal sahibince karşılanacağını belirten sözleşme
net borçlar Noun
nakit aktif çıktıktan sonra kalan net borçlar Noun
(sigorta) reasürans yoluyla yapılan sesyondan sonra sigortacının alıkoyduğu net miktar
netlikidite
net likidite
net yük
net zarar (bir muhasebe döneminde toplam harcamaların toplam gelirleri aştığı miktar
net zarar
bir perakendecinin bir mal ya da eşya satışından elde ettiği net kâr
net kâr
sahibine bir gayri menkulü belirtilmiş olan fiyattan satın alma hakkı tanıyan belge
net hasıla
net ödeme
büyükbaş hayvan
kiralanmış mallar vb gibi menkul eşya
net primler
net primler (bir iş yılında retrosesyon primlerinin tenzilinden sonraki reasürans primleri , tenzillerin
indirilmesinden sonra kalan prim
net primler (bir iş yılında retrosesyon primlerinin tenzilinden sonraki sonraki reasürans primleri ,
tenzillerin indirilmesinden sonra kalan prim
net fiyat (satıcının yaptığı indirimlerin tümü çıkarıldıktan sonra alıcıdan istenen tutar
net hâsılat
net hasılat
net hâsılat
net ürün
net hâsıla
net alım fiyatı
net ücret
reklam ajansının komisyonu düşüldükten sonra ortaya çıkan yayımcının ücreti
net hâsılat (masraflar düşüldükten sonra elde edilen toplam para miktarı
net kira
net karşılık
net rezerv
net bakiye
bilanço
net bilanço
net randıman
net getiri
net ciro
(US) net satışlar (satış hâsılatından satış iade ve indirimleri , satış iskontoları düşüldükten sonra kalan tutar
net satışlar Noun
net tasarruf
(US) net fazlalık (her türlü işlem giderleri , vergiler , faizler , sigorta ve temettü ödendikten sonra bir işletmenin kârları Noun
net fazlalık
net dara
(sigorta) net değer (nakliyat sigortasında yükün karaya çıkış masraf ve harcının ödenmesinden önceki değeri
net ücret
(US) net ağırlık
net varlık
öz varlık
(US) (bilanço) özsermaye
özvarlık
net kazanç
  1. clear
  2. sharp
  3. Adjective noticeable
  4. effective
  5. neat
I can't (quite) put my finger on it. Sentence, Idioms
suttle weight
actual assets
net assets Noun
net increase
net rest
(US) net result
net debt
net indebtedness
net roes
net dare
net tare
financial worth
net value
true interest
pure interest
(US) net surplus
net fas
net revenue
net revenues
net receipts
disposable income
net returns
net expenditure
actual outlays Noun
net proceeds
net proceeds
net produce
proceeds in cash
net reduction
net profit
pure profit
net avails
net margin
clear profit
net profit (s)
clear clean pims
net reserve
net cash
net gain
net earnings
net yield
takehome pay
to take home Verb
net rent
net rental
net commission
straight commission
take home pay
net cost
net amount
clear amount
net freight
muzzy
out of focus Adjective
pure premium
net premiums Noun
net premium
net return
net reserve
net savings
net dividend
net tonnage
take-home wage
nominal wage
net wage
net rate
net product
net holdings Noun
net assets Noun
net yield
net investment
net load
net loss

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Her noktası ... belirgin olan