not bad

  1. (a) fena değil, iyice, oldukça iyi.
    The dinner wasn't bad, but I've had better. (b) zor değil.

    Once you know geometry, trigonometry isn't bad: Geometriyi öğrendikten sonra trigonometri zor değildir.
    not so bad = not half bad: pek okadar fena değil, oldukça iyi, şöyle böyle.
    not too bad: pek fena/zor değil.
pek fena değil
hiç fena değil
ziyansız
zararsız