praise

  1. övgü, övme, medih, sena, sitayiş, takdir.
    beyond all praise: her türlü takdirin üstünde, ne kadar
    övsem azdır.
    in praise of: öven, metheden.
    a book in praise of country life.
    speak in praise of someone: birini övmek, sitayişle bahsetmek.
    The new film received high praise from everyone.
    sing one's own praises
    hkr. övünmek, kendini övmek, böbürlenmek.
    sing the praises of: hararetle övmek/methetmek, göklere çıkarmak.
  2. hamt, şükür.
    praise be: çok şükür, hele şükür!
    At last I've found you, praise be!
    praise
    be to Allah: Elhamdülillâh.
  3. övülme, methedilme, takdir/sitayiş görme.
  4. meziyet, övgüye değer nitelik.
  5. övmek, methetmek, sena/takdir etmek.
  6. hamdetmek, şükretmek.
birini göklere çıkarmak Verb
çok övmek Verb
ne kadar övülse yeri olmak Verb
övgüsünde cimri davranmak Verb
övülmeye layık olmak Verb
birini içten övmek Verb
över gibi konuşarak (aslında) kötülemek/zemmetmek.
övülmeye değer olmak Verb
övgü peşinde olmak Verb
sitayişkâr olarak
övücü sözcüklerle
şöhret hırsı
birini övmek Verb
pek iltifatkâr olmamak Verb
birini övgülere boğmak Verb
birinin eserinden sitayişkâr sözlerle bahsetmek Verb
övgü meraklısı
hak edilmemiş övgü
ballandırmak Verb
övünmek Verb
birini çok övmek Verb
göklere çıkarmak Verb
(methederek) göklere çıkarmak, çok övmek.
birinden sitayişle bahsetmek Verb