fiyatı verilirse (fena bir işi) yapmaya hazır olmak.
hedef fiyat (satıcının bir ürün için saptadığı satış fiyatı
bütün masrafları kapsayan fiyat
tren istasyonuna teslim fiyatı
borsada borsa bankerinin ayarlayacağı en iyi fiyat
ambalaj açma ve yeniden ambalajlama masraflarını kapsayan
borsada teklif edilen fiyatla açılış fiyatı arasında çok az fark olması durumu
hisse senedine dönüştürülebilir tahvillerin dönüşüme esas olacak fiyatı
maliyet artı üzerinde anlaşmaya varılan ek fiyat
arz ve talep eğrisinin kesişmesiyle piyasada saptanan malların fiyatı
(US) vadeli muamelelerde kur fiyatı
piyasa rayicini tayin eden fiyat
varış limanına kadar olan her türlü masrafları yüklendiği ihracat fiyatı
bir kıymetli kâğıdın itibari değeri
nominal fiyat (borsa komisyoncusu tarafından bir değerli kâğıt için kaba bir gösterge olarak verilen fiyat
bütün giderleri kapsayan fiyat
büyük miktar için verilen fiyat
ithal mallarının gemide teslim fiyatı
yeniden satın alma fiyatı
en düşük açık artırma fiyatı
nakit fiyat için kullanılan başka bir terim
bir malın gerçek marjinal fiyatı
(AT) hedef fiyat (bir malın AT tarafından saptanan fiyatı
(AT) eşik fiyatı (ithal edilen bir tarım ürününün , özellikle de tahılların topluluk içinde satabileceği en düşük fiyat
bir borsa işleminin yapılmış olduğu fiyat
aşırı derecede ucuz fiyat
fiyatın nerelerde seyrettiği
belli bir ürün grubu için fiyat
rekabeti önlemek amacıyla rakip örgütlerin benzer fiyatlar saptaması ya da fiyatları aynı anda değiştirmeleri
Noun
fiyat şişirici (bir mal ya da hizmetin satış fiyatını artırmak için ona eklenen özellikler
piyasa fiyatlarını eşit düzeyde tutma
fiyat düzenleyici narhlar
Noun
borsada fiyatların düşmesi
fiyat farkını paylaşmak
Verb
fiyatı istikrarı (fiyatları belirtilen seviyede tutma çalışması
fiyat katılığı
Noun, Economics
piyasa fiyatına hiçbir etkisi olmayan küçük çapta bir alıcı ya da satıcı
fiyatların yükselme eğilimi