publicity

English-Turkish Translation

  1. Noun, Law aleniyet
  2. Noun kamusallık
  3. Noun açıklık, alenîlik, aleniyet, herkesçe bilinme.
  4. Noun reklam, ilân(cılık).
  5. Noun reklam/ilân malzemesi, basılı ilân/reklam.
  6. Noun umuma açık olma.
  7. Noun tanıtma, tanıtım, propaganda, tanınma.
    A campaign of publicity for a new automobile. The publicity that actors desire.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

attract publicity
reklam olmak Verb
avoid publicity
herkesçe tanınmayı önlemek Verb
bank publicity
banka reklamı
broadcast publicity
radyo reklamcılığı
general publicity
genel tanıtım
give a new book wider publicity
bir kitap için yeniden reklam yapmak Verb
give something publicity
bir şeyi tanıtmak Verb
have a horror of publicity
propagandadan nefret etmek Verb
loss of publicity
itibar kaybı
mail publicity
posta ile reklam
oxygen of publicity
halka duyurma yoluyla yasa dışı ya da hoş karşılanmayan bir davranışa avantaj sağlama
pityless publicity
sansasyon peşinde koşan gazetecilerin kişilerin özel yaşantısına göz dikmesi
pityless publicity
acımasız tanıtım
press publicity
basın reklamı ve propagandası (tanıtım bedava yapıldığında propaganda niteliği kazanır
press publicity
basın reklamı ve propogandası Noun
principle of publicity
aleniyet prensibi Law
resort to publicity
reklama başvurmak Verb
sales publicity
satış reklamı
seek publicity
ünlü olmayı arzulamak Verb
shun publicity
reklamdan kaçınmak Verb
theater publicity
(US) tiyatro reklamı
trade publicity
ticari propaganda
wall publicity
duvar reklamı
publicity agency
ilancılık bürosu Noun
publicity agency
reklamcılık bürosu Noun
publicity agent
reklam acentesi
publicity agent
tanıtımcı
publicity agent
reklamcı ajanı
publicity bureau
reklam bürosu Noun
publicity campaign
tanıtım kampanyası Noun, Marketing
publicity campaign
reklam kampanyası Noun
publicity costs
reklam giderleri Noun
publicity department
reklam şubesi Noun
publicity document
reklam dökümanı
publicity expenses
reklam giderleri Noun
publicity expert
reklamcılık uzmanı
publicity from the air
havadan yapılan tv'de
publicity from the air
havadan yapılan reklam
publicity fund
reklam fonu
publicity gag
reklamcı hilesi
publicity kit
reklam broşür takımı
publicity man
reklam ve propoganda uzmanı
publicity man
reklam ve propaganda uzmanı
publicity manager
reklam müdürü
publicity manager
halkla ilişkiler ve reklam kısmı müdürü
publicity material
reklam malzemesi
publicity medium
reklam aracı
publicity method
tv'de yöntemi
publicity method
reklam yöntemi
publicity office
reklam bürosu Noun
publicity owned corporation
sermayesinin hisse senetleri sayısı belirsiz kişilerce satın alınmış şirket
publicity owned corporation
hisse senetleri açık piyasada alınıp satılan bir şirket
publicity program (me)
reklam programı
publicity purpose
reklam amacı
publicity representative
reklam temsilcisi
publicity spokesman
propaganda sözcüsü
publicity stunt
reklam kampanyası Noun
publicity technique
reklam ve propaganda tekniği
publicity value
reklam değeri
All publicity is good publicity.
Reklamın kötüsü olmaz. Sentence, Advertising
Any publicity is good publicity.
Reklamın kötüsü olmaz. Sentence, Advertising
conduct a publicity campaign
reklam kampanyası yapmak Verb
There is no such thing as bad publicity.
Reklamın kötüsü olmaz. Sentence, Advertising
tourist publicity material
turizm reklam malzemesi
English-Turkish phrases from Zargan's own database