Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. tamam
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

all corners of the world
dünyanın dört bir yanı İsim
all phases of the operation
harekâtın bütün safhaları İsim
all the colors of the rainbow
rengârenk, her türlü renk.
to paint the house (in) all the colors of the rainbow: evi her türlü renge boyamak.
all the offshoots of this policy
bu politikanın bütün dalları İsim
at all hours of the day
günün her saat inde
be in the enjoyment of all one's senses
aklı başında olmak Fiil
be in the enjoyment of all one's senses
melekelerine hâkim olmak Fiil
Body of Principles for the Protection of All Persons under Any Form of Detention or Imprisonment
Herhangi Bir Biçimde Tutulan Veya Hapsedilen Kişilerin Korunması İçin Prensipler Bütünü İsim, Uluslararası Hukuk
Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination against Women
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi İsim, Hukuk
Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination Against Women
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Sözleşme İsim, Uluslararası Hukuk
Declaration on the Elimination of All Forms of Intolerance and of Discrimination Based on Religion or Belief
Din veya İnanca Dayanan Her Türlü Hoşgörüsüzlüğün ve Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri, Dine
veya İnanca Dayalı Müsamahasızlığın ve Ayırımcılığın Bütün Şekilleriyle Ortadan Kaldırılması Hakkında Bildiri
İsim, Uluslararası Hukuk
get all the pleasure one can out of sth
keyfini çıkarmak Fiil
go the way of all the earth
ölmek Fiil
have all the makings of ...
... için gereken herşeye sahip olmak Fiil
International Convention on the Elimination of All Forms of Racial Discrimination
Her Türlü Irk Ayrımcılığının Tasfiye Edilmesine Dair Uluslararası Sözleşme İsim, Uluslararası Hukuk
International Convention on the Protection of the Rights of All Migrant Workers and Members of their Families
Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme İsim, Uluslararası Hukuk
lay before someone all the facts of a case
bir davanın bütün gerçeklerini birinin önüne sermek Fiil
Of all the cheek!
Böyle rezillik olmaz! Cümle
Of all the cheek!
İnsaf artık! Cümle
Of all the cheek!
Bu kadar da olmaz! Cümle
Of all the cheek!
Olacak iş değil! Cümle
Of all the cheek!
Hayret birşey! Cümle
Of all the nerve!
Bu kadar da olmaz! Cümle
Of all the nerve!
Hayret birşey! Cümle
Of all the nerve!
İnsaf artık! Cümle
Of all the nerve!
Böyle rezillik olmaz! Cümle
Of all the nerve!
Olacak iş değil! Cümle
oversee the spending of all government departments
bütün hükümet dairelerinin harcamalarını kontrol etmek Fiil
pass round to all the members of the family
bütün aile üyelerine geçirmek Fiil
retain the use of all one's faculties
aklı yerinde olmak (bütün akli melekelerine sahip olmak Fiil
take all the pleasure out of sth
zehretmek Fiil
the best of all would be for him to resign
en iyisi istifa etmek olurdu
Well, of all the ...!
Hayret birşey! Cümle
Well, of all the ...!
İnsaf artık! Cümle
Well, of all the ...!
Bu kadar da olmaz! Cümle
Well, of all the ...!
Olacak iş değil! Cümle
Well, of all the ...!
Böyle rezillik olmaz! Cümle
within the reach of all
herkesin erişebileceği yerde
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.