1. (a) (baştan aşağı) temizlemek, paklamak, yıkamak.
    She had to clean up after the children's visit.
    (b) (kötü yerleri) kapatmak, faaliyetine son vermek.
    They cleaned up the local bars. (c) bitirmek.
    to clean up yesterday's chores. (d)
    ABD- k.d. çok para kazanmak, vurgunu vurmak.
    They cleaned up in stock market. He cleaned up a fortune playing cards. (e) nizama/intizama sokmak, asayişi sağlamak.
    The new mayor cleaned up the city. The new government has promised to clean up the town by getting rid of all the criminals.
temizleme (işi, yöntemi).
I'm going to have a good cleanup today: Bugün esaslı bir temizlik yapacağım. İsim
vurgun, çok büyük kâr. İsim
çevre temizleme
bilançodaki batık ve şüpheli alacakları tahsil ve tasfiye etmek Fiil
bir şehri ahlak bakımından temizlemek Fiil
birinin arkasını toplamak Fiil
temizlemek Fiil
temizlik