birine acımak Fiil
birine sempati duymak Fiil
birine yakınlık duymak Fiil
acımak, merhamet etmek.
feel for someone in distress.
Seni anlıyorum.
acımak.
I feel sorry for him: Ona acıyorum.
I feel sorry for whoever marries her! Onunla
evlenecek olana acırım (evlenecek olanın vay haline!).
He's very sorry for himself: Halinden şikâyetçi.
kıvranmak Fiil
istek duymak Fiil
yakınlık duymak Fiil
karanlıkta el yordamıyla elektrik düğmesini aramak Fiil
imrenmek Fiil
birinin güvenliğinden endişe duymak Fiil
birini hor görmek Fiil
yeri dar/sıkışık olmak, sıkışmak.
birşeyde birşeyi aramak Fiil
birşeyi bulmak için birşeyi yoklamak Fiil
birşeyin içinde eliyle birşeyi aramak Fiil
acımak, merhamet duymak, yüreği sızlamak.
haline acımak Fiil
nadim olmak Fiil
nedamet duymak Fiil
acımak Fiil
kendine acımak Fiil