içinden/bıyık altından/kıs kıs gülmek.
laugh in someone's face: birine karşı saygısızlık/küstahlık
göstermek, hiçe saymak, kıymet vermemek.
bıyık altından gülmek
Fiil
gizliden gizliye gülmek/alay etmek, bıyık altından gülmek.
birisini bozmak, rezil etmek, elâleme kepaze etmek, gülünç düşürmek.
katılasıya/katıla katıla gülme, gürültülü kahkahalarla gülme/gülüş.
İsim
çok gülünç/güldürücü/komik, insanı gülmekten bayıltan.
kendini kahkaha atmaya zorlamak
Fiil
zoraki kahkaha atmak
Fiil
en sonunda başarıya/zafere ulaşmak.
(a) alay etmek, alaya almak, gülünç düşürmek, (birine) gülmek.
It is unkind to laugh at a person who is in trouble: Başı dertte olan bir kimseye gülmek ayıptır.
There is nothing to laugh at: Gülünecek bir şey yok!
I am afraid of being laughed at: Gülünç düşmekten (elâleme kepaze olmaktan) korkarım. (b) gülüp geçmek, önem vermemek, umursamamak, ciddiye almamak, hafifsemek, istihfaf etmek.
güçlükler karşısında gülmek
Fiil
bir şeyle alay etmek
Fiil
gülüşle sorunu kapatmak
Fiil
gülerek geçiştirmek/uzaklaştırmak/yok-etmek/bertaraf etmek, gülerek meseleyi kapatmak, işi şakaya vurmak.
laugh away someone's fears or doubts: korkuyu/şüpheyi gülerek dağıtmak/geçiştirmek.
: gülerek susturmak, istihfafla karşılamak.
to laugh down a proposal: bir teklifi alaya alarak akamete uğratmak.
yürekten kahkaha atmak
Fiil
alaya almak, gülünç düşürmek, alay etmek, eğlence yerine koymak.
laugh sth off: şakaya vurmak,
önem vermemek, hafifsemek, aldırış, etmemek, hiçe saymak, gülerek geçiştirmek.
He laughed the matter off: Meseleyi gülerek geçiştirdi.
güldükten sonra pişman olmak
Fiil
küçük düşürmek, alaya almak, istihza/alay etmek.
gülme sesleri kaydedilmiş ses bandı
birisini bozmak, rezil etmek, elâleme kepaze etmek, gülünç düşürmek.
başkalarını küçük düşürmeye çalışanla alay etmek.
(or
out of)
the other (wrong) side of one's mouth (or
face): güldüğüne pişman olmak,
başarı/sevinç beklerken hayal kırıklığına uğramak.
I'll make him laugh on the wrong side of his face/mouth: Ben ona gülmeyi gösteririm/onu güldüğüne pişman ederim.
nefretle karşılamak, rezil etmek, kepazeye çevirmek, alay konusu yapmak.