leave alone

  1. birini yalnız bırakmak
  2. rahat bırakmak
  3. (a) (bir kimseyi) yalnız bırakmak, kendi haline terketmek.
    Leave him alone, for he wants to rest.
    (b)
    k.d. rahatsız/taciz etmemek, musallat olmamak.
    The youngsters wouldn't leave the dog alone, and he finally turned on them: Gençler köpeğe musallat oldular, sonunda köpek de onlara saldırdı.
birinin peşini bırakmak Fiil
birinin yakasını bırakmak Fiil
birini rahat bırakmak Fiil
birini kendi haline bırakmak Fiil
huzur vermek Fiil
birini rahatsız etmemek Fiil
birinin yakasından düşmek Fiil
birini yalnız bırakmak Fiil
birşeyle oynamamak Fiil
bir şeye karışmamak Fiil
birşeye müdahale etmemek Fiil
birşeye karışmamak Fiil
birşeye dokunmamak Fiil
birşeye bulaşmamak Fiil
(daha kötüye gitmemesi için) işi olduğu gibi bırakmak, daha fazla kurcalamamak.
fazla üstelememek, fazla üzerine varmamak, fazla zorlamamak, olanla yetinmek.
(daha kötüye gitmemesi için) işi olduğu gibi bırakmak, daha fazla kurcalamamak.
(yolunda giden bir işe) dokunmamak, kendi haline bırakmak.
peşini bırakmamak