(a) gelip çatmak, (istenmeyen durum) gelmesi/vukuu yakın olmak, kaçınılmaz olmak. Disasterstareed
me in the face: felaket gelip çattı. (b) gözünün önünde/burnunun dibinde olmak. Your key is staring you in the face: Anahtarın gözünün önünde (duruyor).