(a) çıkarmak. to take off one's clothes: soyunmak. (b) görevden almak. He was taken off the
night shift. take oneself off: çekilmek, savuşmak. (c) çıkarmak, düşmek, indirmek, tenzil etmek. take ten percent off the price: fiyattan %10 indirmek. (d) ölümüne sebep olmak, (e) k.d. taklit/alay etmek, alaya almak, hicvetmek. He was taking you off: Seninle alay ediyordu. (f) (uçak) havalanmak, uçmak, (g) ABD- k.d. kalkmak, gitmek. take yourself off! Git başımdan! Defol! I'll take tomorrow off: Yarın çalışmayacağım. (h) kaçırmak. (i) kopya etmek, kopyasını çıkarmak. take someone's attention off something: birinin dikkatini bir şeyden çelmek.