birinin kirli çamaşırlarını ortaya dökmek, gizli rezaletleri/yolsuzlukları açığa çıkarmak.
elini eteğini çekmek, artık karışmamak, ilgilenmemek, sorumluluğu üzerinden atmak, sıyrılmak.
(a) elini eteğini çekmek, ilişiğini kesmek, ilgisi kalmamak.
We washed our hands of politics long ago. (b) sorumluluğu üzerinden atmak, işi başından savmak.
The school washed its hands of the students' behaviour during spring recess.
maaş pazarlığına karışmamak
Fiil
(a) (utandırıcı bir durum) eninde sonunda /günün birinde ortaya çıkmak, herkesçe duyulmak, şayi olmak,
(b) sonu iyi gelmek, sonunda her şey düzelmek/temize çıkmak.
yıkanıp kurutulmuş fakat ütülenmemiş çamaşır.
İsim
wash ile ayni anlama gelir. (Batı ABD) kuru sel yatağı
jet motorunun gerisinde oluşan hava cereyanı.
bir şeyi yıkanmak üzere vermek
Fiil
ıslak (yıkanmış fakat kurutulmamış) çamaşır.
navlun ücretinde yüzde 20 indirim yapmak
Fiil
kirli çamaşırlarını ortaya dökmek, aile sırlarını açıklamak.
(a) yıkayıp arıtmak, tertemiz yapmak.
To wash down a car. (b) su vb. içerek yutmayı kolaylaştırmak.
To wash chicken down with wine.
arabayı yıkayıp temizlemek
Fiil
yıkanabilir kumaş(lar).
İsim
altın elde etmek için çakılları elekte yıkamak
Fiil
her tehlikeye göğüs germek
Fiil
(a) yıkanıp temizlenmek/çıkmak.
This stain didn't wash out: Bu leke çıkmadı. (b) su ile sürüklenmek/yıkılmak.
The road was washed out during the storm. (c) solmak, yıkanınca rengi atmak, (d)
k.d. iptal etmek.
The whole plan was washed out. (e)
argo elenmek, başaramamak, tardedilmek, kovulmak.
He washed out after one semester.
güverteyi fırça ile yıkayıp temizlemek
Fiil
gemiden denize atmak
Fiil
zararına satış: bir malı zararına satıp 30 gün içinde tekrar satınalma (vergi hilesi için).
İsim
borsa dalaveresi: fazla ilgi gördüğü intıbaını uyandırmak için bir hisse senedinin satıcı ajanı tarafından alınması.
İsim
(US) borsa manevraları yapmak
Fiil
güverteyi fırçalayarak temizlemek
Fiil
(küçük bir grup spekülatörün) kendi aralarında (belirli bir hisse senedini) almaları ve satmaları
İsim
fiyatını yukarı çekmek ve yatırımcıları cesaretlendirmek amacıyla
(a) elini yüzünü yıkamak, iyice yıkanıp temizlenmek, (b) bulaşık yıkamak.
I'll wash up the dishes. (c)
be washed up: silinmek, yıldızı sönmek, unutulmak.
bir sözleşmeyi otomatik olarak iptal etmek
Fiil