Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
ability
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Noun
yetenek, kabiliyet, marifet, hüner.
the ability to write well
: iyi yazı yazma yeteneği.
Noun
kudret, iktidar.
Noun
dirayet, ehliyet.
He is a man of great ability.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
English Turkish Phrases
to the best of one's ability
el inden geldiği kadar
to the best of one's ability
kabil olduğu kadar
to the best of one's ability
elinden geldiği kadar
to the best of one's ability (ies)
elinden geldiğince
try to the best of one's ability
elinden gelen gayreti göstermek
Verb
a person of great ability
çok kabiliyetli bir kimse
-ability
“yetenek, kabiliyet, olanak, -lilik, -ebilme”.
durability
: dayanıklılık.
friability
: ufalanabilme.
curability
: sağaltılabilme.
Suffix
-ability
“-lik, -bilme, yapabilme/yapılabilme, … yeteneği/ehliyeti/kabiliyeti”.
-able
ile son bulan sıfatlardan
ad yapar.
ör.: capability, nobility, mobility, credibility.
Suffix
ac test of creative ability
yaratıcı yetenek testi
ac test of creative ability
Amerika'da mühendisler ile mühendislik dalında çalışanlara uygulanan psikoloji testi
account ability
hesap sorumluluğu
account ability
mali sorumluluk
administrative ability
sevk ve idare kabiliyeti
business ability
iş yeteneği
competitive ability
rekabet kabiliyeti
dividend paying ability
kâr payı dağıtabilme gücü
entrepreneurial ability
girişimcilik yeteneği
executive ability
yöneticilik yeteneği
financial ability
ödeme kabiliyeti
get at ability
yanına yanaşılabilirlik
histrionic ability
aktörlük yeteneği
lack of ability
yeteneksizlik
language ability
dil yeteneği
latent ability
gizli kabiliyet
level of ability
yetenek düzeyi
management ability
yönetim yeteneği
mental ability
zihin yeteneği
mental ability
zihni meleke
native ability
yaradılıştan olan yetenek
ordinary ability
yetenek
ordinary ability
normal kapasite
organizational ability
organizasyon yeteneği
organizing ability
teşkilat kurma yeteneği
productive ability
üretim kabiliyeti
proof of ability
ehliyet belgesi
rental ability
kira ödeyebilme kabiliyeti
renting ability
kira ödeyebilme kabiliyeti
sales ability
satılabilirlik
speaking ability
konuşma yeteneği
special ability
özel yetenek
technical ability
hüner
total physical ability
hareket yeteneğinin tamamıyla yitirilmesi
trading ability
ticari beceri
trading ability
satış kabiliyeti
writing ability
yazarlık yeteneği
ability account
mali sorumluluk
ability account
hesap sorumluluğu
ability cost
tam kapasite masrafları
Noun
ability cost
tam kapasite maliyeti
ability to inherit
tevarüs edebilme
ability to pay
ödeme kudreti
ability to pay
ödeme gücü
ability to pay
vergi ödeme gücü
ability to pay principle
ödeme gücü ilkesi
ability to pay taxation
vergi yükümlülerinin ödeme gücüne göre tahakkuk ettirilen vergi miktarı kavramı esas alınan vergilendirme türü
mental ability or quickness
idrak
vouch for sb's ability to pay
birinin ödeme gücü olduğuna kefalet etmek
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.