üye sayısını artırmak
Verb
bir şeye imzasını koymak
Verb
sözcük dağarcığına eklemek
Verb
(US) bir reklam bastırmak
Verb
...'i ...'e yansıtmak
Verb, Accounting
faturaya % 10 servis ücreti ilave etmek
Verb
(karara, rapora, tutanağa) şerh düşmek, (karara, rapora, tutanağa) şerh koymak
Verb, Law
hastaneye yeni bir pavyon ilave etmek
Verb
(metnin kenarına) şerh düşmek
Verb, Language-Literature
eve bir kat daha çıkmak
Verb
bir eve bir kat daha çıkmak
Verb
yangına körükle gitmek
Verb
yangına körükle gitmek
Verb
gücendirmek yetmiyormuş gibi bir de hakaret etmek (Hem dövmek/incitmek, hem de hakaret etmek).
altı ayda bir borca faiz yüklemek
Verb
altı ayda bir borca faiz yüklemek
Verb
mevcut bir taksitle ödeme sözleşmesine ek olarak eski bir satın almaya ek yeni bir satın alışı birleştirmek
Verb
fazladan birşey eklemek
Verb
birşeyi ekstradan eklemek
Verb
birşeyi birşeyle toplamak
Verb
birşeyi birşeye eklemek
Verb
birşeyi birşeye eklemek
Verb
son rötuş darbesini vurmak
Verb
tamamlayıcı ameliyede bulunmak
Verb
faizi sermayeye eklemek
Verb
faizi sermayeye katmak
Verb
eklenmek.
His illness added to family's troubles: Ailenin dertlerine onun hastalığı da eklendi.
To add to my distress … Istırabım yetmiyormuş gibi …
bir listeye ilave etmek
Verb
birinin itibarıni artırmak
Verb
birşeyi daha dikkat çekici hale getirmek
Verb
birşeyin değerini artırmak
Verb
birşeyin maliyetini artırmak
Verb
birşeyin fiyatını artırmak
Verb
birşeyin altını çizmek
Verb
birşeyi güçlendirmek
Verb
sermayeye ilave etmek
Verb
bir şeyin önemini artırmak
Verb
ulaşmak, varmak, baliğ olmak, beklenen toplamı/sonucu vermek.
His assets adds up to ten millions:
Malı mülkü on milyona ulaşır.
These figures don't add up right: Bu rakamlar beklenen sonucu vermiyor. (b) makul/tutarlı/âhenkli görünmek.
There were aspects of the story that didn't add up: Hikâyenin bazı hususları birbirini tutmuyordu.
birşeyin toplamını hesaplamak
Verb
birşeyin toplamını bulmak
Verb
göstermek, delâlet etmek.
The evidence adds up to a case of murder: Deliller, olayın bir cinayet
olduğunu gösteriyor.
It all adds up to … : Bunun sonucu … dur.
birşeyi ortaya çıkarmak
Verb
birşeyle sonuçlanmak
Verb
birşeyi güçlendirmek
Verb
bir şeye lezzet katmak
Verb
ders ekleme ve bırakma
Noun, Education-Training
ders ekleme ve bırakma süresi
Noun, Education-Training
mantıklı bir açıklaması bulunmamak
Verb
mevcut kapasite mizi artıracağız