already

  1. Adverb zaten, evvelce, biraz önce, bir süre önce(den), daha önce, biraz evvel, çoktan.
    When we came in, we
    found they had already arrived: Biz geldiğimizde onları çoktan gelmiş bulduk.
    The train had already left: Tren biraz önce hareket etti.
  2. Adverb şimdiden, bukadar tez/erken, bukadar çabuk, ne çabuk.
    The results are already apparent: Sonuçlar
    şimdiden görülüyor.
    It is noon already! Ne çabuk öğle oldu!
  3. Adverb artık (tümce sonunda sabırsızlık ifade eder).
    That's enough already! Artık yeter (çok oluyorsun)!
hâlihazırda bulunmak Verb
hâlihazırda mevcut olmak Verb
önceden var olmak Verb
zaten var olmak Verb
vuku bulmuş olan hasar
zaten tam kapasite işlemekte olan bir ekonominin ince ayarını yapmak Verb