yakın hava desteği
Noun, Military
gerçeğe kulak tıkamak
Verb
gerçeğe kulak tıkamak
Verb
görmemezlikten gelmek
Verb
görmemezlikten gelmek, görmek istememek, başını çevirmek.
She closed her eyes to my needs.
zihnini bir şeye kapamak
Verb
birine arkasını siper vermek
Verb
menfaatlerini yakından korumak
Verb
saman altından su yürütmek, kimseye sezdirmeden işini becermek.
mektubun selam bölümünü içeren son paragrafı
(mektubun) resmi kapanış sözleri
Noun
gizlenmek, saklanmak, kendini göstermemek.
gizlenmek, saklanmak, kendini göstermemek.
(matbaacılıkta) harflerin ya da sözcüklerin arasını daraltmak
Verb
bir bölüme son vermek
Verb
bir hattı sefere kapatmak
Verb
hattı sefere kapatmak
Verb
bir yolu trafiğe kapamak
Verb
abone listesini kapamak
Verb
bir elçiliği kapamak
Verb
bir düşüncenin sonuca bağlanması
kapatma kutusu
Information Technology
dar kurtulma, güçlükle paçayı kurtarma.
have a close call: dar kurtulmak.
paçayı zor kurtarma, (tehlike vb.'den) yakayı güçlükle kurtarma.
göğüs göğüse çatışma
Noun, Military
sınırlı ortakları olan şirket
(Br) kapalı şirket (sermayenin hepsi beş veya daha az sayıda kişinin elinde bulunan ya da hissedarlarının
hepsinin yönetim kurulu üyesi olduğu şirket
başabaş, beraberliğe yakın (oyun, yarış vb.).
Noun
(US) hisse senetleri çok az sayıda kimselerin elinde bulunan şirket
(US) sınırlı sorumlu şirket
hisseleri çok az sayıda kişinin elinde bulunan şirket
Noun
bir işletmede her türlü hizmetin kiralanmış olduğu süre
borsayı daha yüksek kapamak
Verb
(a) kapatmak, kapanmak, faliyetine son vermek.
The firm decided to close (down) its Adana branch. (b) kontrola/iptale çabalamak, (c)
rad.TV yayına son vermek.
bir dükkânı kapatmak
Verb
ufak bir farkla yaklaştırma
(borsada fiyatlar) sabit kapanmak
Verb
başabaş, beraberliğe yakın (oyun, yarış vb.).
Noun
dar armoni: bütün sesleri bir oktav içinde kalan armoni.
bir kimsenin fiilen zilyedi olduğu menkul eşya
(insanlarla ilgili olarak) birbirine sıkıca bağlı
(para piyasasında) pahalı para
bir toplantının sona ermesi
aşağı yukarı, tahminen.
close to 40 years ago: 40 yıl kadar önce.
(a) fiyatını indirmek/düşürmek (çabuk satış için), (b) tasfiye etmek, hepsini (düşük fiyata) satmak, kapatmak.
borsada teklif edilen fiyatla açılış fiyatı arasında çok az fark olması durumu
bir hisse senedi ya da emtianın alış ve satış fiyatlarının arasının dar olması
kapanış fiyatı
Noun, Banking
küçük/dar/sıkışık yer.
Noun
(dövüşte) yakın temas, burun buruna olma.
Noun
belirli kişilere verilen burs
avlanmanın yasak olduğu mevsim
paçayı zor kurtarma, (tehlike vb.'den) yakayı güçlükle kurtarma.
(işyerini) geçici süre kapamak
Verb
kıl payı atlatılan tehlike.
to be a close thing: ramak kalmak.
That was a close thing; We nearly hit the other car! Az kalsın öbür arabaya çarpacaktık/Öbür arabaya çarpmamıza ramak kaldı.
Noun
close-run thing ile ayni anlama gelir. nerede ise kaybedilecekken sonradan kazanılan (muharebe, seçim, yarışma vb.).
Noun
aşağı yukarı, tahminen.
close to 40 years ago: 40 yıl kadar önce.
ağzı sıkı, ketum, suskun.
(a) tıka(n)mak, kapatmak, kapanmak, ört(ül)mek, (b)
basım (harfleri) yaklaştırmak, yanaştırmak,
sıklaştırmak.
close up!
ask. Yanaş!
bir dükkânı kapatmak
Verb
(a) anlaşmak, anlaşmaya/fikir birliğine varmak.
The two ministers didn't close with each other until near the end of the meeting. (b) razı olmak, kabul/muvafakat etmek.
The businessman quickly closed with the new offer. (c) kavgaya/muharebeye tutuşmak, kapışmak, çatışmak.
bir teklifi kabul etmek
Verb
sinekkaydı tıraş olmak
Verb
komşu kapısı yakınında oturmak
Verb
gözde adayların hemen ardından gelmek
Verb