beauty

English-Turkish Translation

  1. Noun güzellik, hüsün, cemal.
    to be in the flower of one's beauty: güzelliğinin en parlak çağında olmak.

    beauty cream: güzellik kremi.
    beauty shop: güzellik salonu.
    beauty is in the eye of beholder
    a.s. Gönül kimi severse güzel odur.
  2. Noun güzel (kız/kadın).
    She was a beauty in her day: Vaktiyle/gençliğinde güzel bir kadındı.
  3. Noun güzel şey (sanat eseri, bina vb.).
  4. Noun çekicilik, cazibe, hoşa giden/hayran eden nitelik.
    That childish smile gives her an original beauty.
  5. Noun üstünlük, avantaj, iyilik.
    One of the beauties of this medicine is its freedom from side-effects:
    Bu ilâcın üstünlüklerinden biri, yan etkileri olmamasıdır.
    The beauty of my plan is that it would cost so little.
    That's the of it: (Onun) iyiliği/üstünlüğü burada.
  6. Noun (alay maksadıyla) olağanüstü/fevkalâde şey.
    My hangover next day was a beauty: Sarhoşluğumun ertesi
    günkü kalıntısı fevkalâde idi.
  7. Noun eşsiz, hârika.
    The yacht was a beauty: Yat bir hârika idi.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Hairdressing and other beauty treatment (NACE code: S96.0.2)
Kuaförlük ve diğer güzellik salonlarının faaliyetleri (NACE kodu: 96.02) Noun, Trades-Professions
a beauty
güzel
ageless beauty
her dem taze
American beauty
Amerika gülü: iri, kırmızı bir gül türü.
bathing beauty
mayolu kız/kadın, özellikle güzellik müsabakasına giren mayolu kız.
camberwell beauty
mourning cloak Noun
extraordinary beauty
acayip bir güzellik
extraordinary beauty
acaip bir güzellik
inner beauty
iç güzelliği Noun
paragon of beauty
güzellik abidesi Noun
sleeping Beauty
Uyuyan Güzel.
Sleeping Beauty
Uyuyan Güzel Proper Name, Language-Literature
spring beauty
bahar güzeli
(Claytonia virginica): Baharda pembe-beyaz salkım çiçekler açan bir ot (Amerika).
beauty aid
güzellik müstahzarı
beauty aid
güzellik ürünleri Noun
beauty aid
güzellik müstahzarları Noun
beauty aids
güzellik ürünleri Noun
Beauty and the Beast
Güzel ve Çirkin Proper Name, Language-Literature
beauty contest
güzellik yarışması/müsabakası.
beauty farm
güzellik çiftliği
Beauty is only skin-deep.
Önemli olan iç güzelliği. Sentence, Idioms
beauty parlor
güzellik salonu/enstitüsü.
beauty parlour
güzellik salonu
beauty queen
güzellik kraliçesi.
beauty salon
güzellik salonu/enstitüsü.
beauty shop
güzellik salonu/enstitüsü.
beauty shot
televizyon reklamlarında reklamı yapılan ürünün yakın çekimi
beauty sleep
(a) tatlı uyku: gece yarısından önceki uyku, (b) gündüz uykusu,
k.d. şekerleme.
beauty sleep
ilk uyku, gece yarısından evvelki uyku, güzellik uykusu.
beauty specialist
güzellik uzmanı Noun, Personal Care-Hygiene
beauty spot
(a) (yüzdeki) ben, (b) en güzel (manzaralı) yer.
beauty spot
patch ile ayni anlama gelir. yapıştırma ben, eskiden kadınların süs için yüzlerine yapıştırdıkları ufak siyah ipek parçası.
appreciate fully the beauty of sth
tadına varmak Verb
health and beauty aids
sağlık ve güzellik müstahzaratı
health and beauty aids
kozmetikler Noun
That's the beauty of it.
En güzel tarafı da bu zaten.
English-Turkish phrases from Zargan's own database