zamanı iş ile oyun arasında bölmek
Verb
korkudan süklüm püklüm olmak
Verb
homurdanmak, sözü gevelemek.
kendisini her şeyden mahrum etmek
Verb
ikisi(nin) ortası, ne o ne öteki, ne biri ne öbürü.
The child of Anglo-Indian parents, he felt somehow betwixt and between: İingiliz ve Hintli ana-babadan doğan çocuk kendini ne İngiliz ne de Hintli hissediyordu.
araya/aralarına girmek, birbirinden ayırmak.
Parents came between lovers.
aralarındaki farkı belirtmek/söylemek/göstermek.
Can you distinguish between these two objects?
aynı zaman süresini tanımak
Verb
arasında uyumu bozmak
Verb
çok/pek seyrek.
In Nevada the towns are few and far between: Nevadada kasabalar pek seyrektir.
aradaki bir yere yakışmak
Verb
iki kişi arasında mesaj taşıyan
arasında.
rows of trees with grass in between: sıra sıra ağaçlar arasında çimenlik.
... ile ... arasında aracılık etmek
Verb
bir politikacıyı karalamak amacıyla söylenen yalan
aramızda, gizli.
between you and me, I think he's rather stupid: Söz aramızda, bence o aptalın biridir.
iki ateş arasında, kurtuluş umudu olmayan tehlikeler arasında. Scylla
iki tehlike arasında, çaresizlik içinde, (aşağı tükürsem sakalım, yukarı tükürsem bıyığım).
iki ateş arasında, çok zor durumda.
iki ateş arasında, zor/çıkmaz durumda.
be between two fires: iki ateş arasında kalmak, her iki
tarafın da hücumuna uğramak, çıkmaza saplanmak.
bazen, arasıra, zaman zaman.
aramızda, gizli.
between you and me, I think he's rather stupid: Söz aramızda, bence o aptalın biridir.
aramızda, gizli.
between you and me, I think he's rather stupid: Söz aramızda, bence o aptalın biridir.
söz aramızda, çok gizli, mahrem.
iki taraf arasında hakemlik yapmak
Verb
gemi kaptanı ile tayfa arasındaki anlaşma
bir davanın tarafları arasındaki anlaşmazlıkta hakemlik etmek
Verb
taraflarca anlaşıldığı üzere
A ile B arasındaki ilişki bağlamında
hesaplar arası transfer (hesaplar arasında periyodik fon transferi yapılmasını sağlayan bir mevduat hizmeti
... ile ... arasında kalmak
Verb
A veya B'den birini seçmek
Verb
A ile B arasında tercih yapmak
Verb
iki teknenin birbirine bindirmesi
birinin birşeye dikkatini vermesini engellemek
Verb
biriyle birşeyin arasına girmek
Verb
iki kişi ara sına girmek
Verb
bir suçun bir diğer suçla aynı anda yer alması
millet-ordu işbirliği
Noun, Politics-Intl. Relations
taraflar arasında anlaşma
doğru ile yanlışın belirlenmesi
(iki sayı/miktar arasındaki) fark.
The difference between 6 and 11 is 5. difference in age:
yaş farkı.
difference in temperature: sıcaklık farkı.
What is the difference in temperature between the day and the night?
iki hesabın birbirini tutmaması
kişiler arasında fark gözetmek
Verb
politikada rakip gruplar arasında ihtilaf
benzer görünen davaları birbirinden tefrik etmek
Verb
masrafları taraflar arasında paylaştırmak
Verb
giderleri taraflara paylaştırmak
Verb
iki taraf arasında bir uzlaşmaya varmak
Verb
aynı hakka sahip alacaklılar
Noun
alacaklılar arasında eşitlik
taraflar arasında adilane anlaşma
Yerel Yönetimler ve Yerel Topluluklar Arasında Sınırötesi İşbirliği Çerçeve Sözleşmesi
Proper Name, Law
iki iş arasında bocalamak, iki işi birden yapmaya çalışırken hiçbirini yapamamak (iki cami arasında beynamaz olmak).
zengin ile fakir arasındaki uçurum
iki kişi arasındaki bozuşmayı düzeltmek
Verb
şaşırtmak, hayran/meftun etmek, çok iyi etki bırakmak.
Lisa hit Joe between the eyes the moment he saw her.
aralarında pek benzer taraf göremiyorum
iki memleket arasındaki ticaret akışını durdurmak
Verb
trenlerin kalkma saatleri arasında geçen zaman
ortak arasında ortak girişim
doğru ile yanlış arasındaki farkı bilmek
Verb
karı-koca arası mal rejimi
aramızda teati olan mektup bular
Noun
doğru ile yanlış arasındaki çizgi
geçmiş ile gelecek arasındaki bağ
geçmiş ile gelecek arasındaki bağ
iki ülke arasında siyasal uyuşmazlık
parantez içine almak
Verb
10 ile 20 arasında olmak
Verb
birşeyden birşeye kadar kapsamak
Verb
birşeyle birşey arasında değişmek
Verb
birşeyle birşey arasında değişiklik göstermek
Verb
iki devletin birbiriyle uzlaşması
arz ve talep arasındaki oranı
gizli/kapalı anlamı sezmek/anlamak, sezmek, farkına varmak,
argo çakmak.
gizli anlamı keşfetmek/sezmek, ne kastedildiğini anlamak/sezmek, dilinin altındakini keşfetmek.
If you read between lines, this letter is really a request for money.
gizli anlamı çıkarmak
Verb
gizli anlamlar çıkarmak
Verb
neden ile sonuç arasındaki ilişki
politik partiler arası rekabet
iki ülke arasında mekik dokumak
Verb
bir sorunu ilgili bakanlıklar arasında çözmek
Verb
civarında, dolaylarında, takriben.
He is somewhere about fifty: Yaşı elli civarındadır.
somewhere about nineteen-eighty. somewhere between nineteen-eighty and nineteen-eightyeight. somewhere in the 1980's.
birşeyi birilerine paylaştırmak
Verb
birşeyi birileri arasında paylaştırmak
Verb
birşeyi birilerine bölüştürmek
Verb
iki şey arasında denge kurmak
Verb
iki şey arasında dengeyi sağlamak
Verb
tarafları yatıştırmak
Verb
gemilerin çarpışması sis yüzündendi
aralarında bir hısımlık var
görünürde iki olay arasında bağlantı yok
birbirlerini hiç sevmezler
Noun
Aralarında hiç fark yoktur/Ha o, ha öteki, farketmez.
bir türlü karar verememek, bir dala konamamak.
aşağı tükürsem sakalıma yukarı tükürsem bıyığıma
iki taraf arasında hakemlik yapmak
Verb
raporlar arasında ayrılık
iki fikir arasında sallanmak
Verb
sıra ağaçlar arasından görünen manzara
iki fikirden hangisini seçeceğini bilememek
Verb
...'le aranızda birşey mi var?
iki fikir arasında bocalamak
Verb
Savaş Malullerinin Tıbbi Tedavileri Maksadıyla Avrupa Konseyine Üye Ülkeler Arasında Değişimine Dair Anlaşma
Noun, International Law
Milli Hukuk ile İkametgah Hukuku Arasındaki İhtilafların Çözümüne İlişkin Sözleşme
Noun, International Law
Kişilerin Avrupa Konseyine Üye Ülkeler Arasında Dolaşımını Düzenleyen Kurallara Dair Avrupa Sözleşmesi
Noun, International Law
Avrupa Konseyine Üye Devletler Arasında Genç Kişilerin Müşterek Pasaportla Seyahatlerine Dair Avrupa Sözleşmesi
Noun, International Law
Belirli Bir Bölgeye Ait Topluluklar Veya Hükümetler Arasında Sınır Ötesi İşbirliğine Dair Taslak Avrupa Sözleşmesi
Noun, International Law