bitter

English-Turkish Translation

  1. Adjective acı (tat, lezzet).
    Quinine has a bitter taste.
  2. Adjective dayanılmaz, acı, tahammül edilmez, tahammülfersa,
    a bitter experience: acı bir tecrübe.
    a bitter
    sorrow: dayanılmaz keder.
  3. Adjective keskin, sert, dondurucu.
    a bitter cold: keskin/dondurucu soğuk
    . It was bitter cold.
  4. Adjective şiddetli amansız.
    bitter hatred.
    He is my bitter enemy: O benim can düşmanımdır.
  5. Adjective alaycı, müstehzi, dokunaklı, acı.
    bitter words: acı/dokunaklı sözler.
  6. Noun acılık, sertlik, şiddet.
  7. Transitive Verb acılaştırmak, acı lezzet vermek, acıtmak.
    herbs employed to bitter vermouth.
  8. Adverb son derece, amansız, müthiş, dehşetli.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

become bitter
acılanmak Verb
old and bitter
kaynana
render bitter
acılatmak Verb
bitter almond
acı badem. Noun
bitter and sweet
acı tatlı
bitter apple
colocynth (1). Noun
bitter complaint
acı şikâyet
bitter end
acı/feci/hoşa gitmeyen sonuç, zahmetli/sıkıntılı bir işin sonu.
to the bitter end: (zahmetli/sıkıntılı/zor
bir işin) sonuna kadar, feci akibeti bekleyerek.
They knew the war would be lost, but the men fought to the bitter end : Savaşın kaybedileceğini biliyorlardı, fakat sonuna kadar savaştılar.
Noun
bitter end
kablo veya zincirin ucu. Noun, Maritime Traffic
bitter enemies
can düşmanları Noun
bitter gourd
hanzal
(Citrullus colocynthis).
bitter grief
ayrılık acısı
bitter herb
acı ot
(Centaurium umbellatum): kurutulup kuvvet verici ilâç olarak kullanılır. Noun
bitter herb
yılanbaşı otu
(Chelone glabra): hekimlikte kuvvet verici, müshil ve solucan düşürücü olarak kullanılır. Noun
bitter herb
bayır turpu vb. gibi acı sebzeler. Noun
bitter irony
acı alay
bitter lake
acıgöl: suyunda sülfat ve alkali karbonat miktarı fazla olan göl. Noun
bitter lemon
acı limonata: limon suyu ve karbonatlı kininli su ile yapılarak cin, votka gibi keskin içkilere karıştırılan bir tür limonata. Noun
bitter lettuce
eşek marulu Noun, Plant Species
bitter lettuce
acı marul Noun, Plant Species
bitter medicine
acı ilaç
bitter orange
orange (2).
bitter orange
turunç Noun, Plant Species
bitter pill
acı ilaç Noun
bitter principle
acı madde: çoğu bitkisel kaynaklı olup kimyasal olarak sınıflandırılamayan yüzlerce acı lezzetli bileşimden herhangi biri.
bitter rot
acı çürük: elma, üzüm vb. meyvelerde mantarların sebep olduğu, meyveyiı çürüten bir hastalık
bitter sweet
tadı hem acı hem de tatlı olan
bitter sweet
iyi ve kötü yanı olan
bitter truth
acı gerçek
bitter wood
quassia (2).
bitter wood
quassia ile ayni anlama gelir. acı ağaçtan yapılan ve bağırsak solucanını ve böcekleri öldürmekte kullanılan ilâç.
bitter words
acı sözler Noun
a bitter pill
yenir yutulur şey değil
a bitter pill to swallow
hoşa gitmeyen şey, yenir yutulur şey değil.
fight to the bitter end
sonuna kadar savaşmak Verb
have a bitter taste in the mouth
ağzı acı olmak Verb
having a bitter taste
acılı
that's the bitter end
bir bu eksikti
This decision was a bitter morsel
Bu çok sert/haşin bir karar idi.
to the bitter end
ölünceye kadar
to the bitter end
dayanma gücü kalmayıncaya kadar
to the bitter end
sonuna kadar
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Çeşitli bitkilerin ... acımsı içki
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.