işinin normal gidişi gereği davranmak
Verb
İş ve işveren kuruluşlarının faaliyetleri (NACE kodu: 94.11)
Noun, Trades-Professions
İş, işveren ve meslek kuruluşlarının faaliyetleri (NACE kodu: 94.1)
Noun, Trades-Professions
işlerini düzene sokmak
Verb
işinde gayretli ve çalışkan olmak
Verb
kendi hesabına bir işe girişmiş olmak
Verb
kendi hesabına iş yapmak
Verb
sadece kendi işi ile uğraşmak
Verb
sadece kendi işi ile uğraşmak
Verb
işlerinde dürüst olmak
Verb
bir kimsenin işinin büyük kısmı
İşletme ve diğer idari danışmanlık faaliyetleri (NACE kodu: 70.22)
Noun, Trades-Professions
iş çevreleri
Noun, Economics
iş koçluğu
Noun, Management
ticari kredi
Noun, Banking
Başka yerde sınıflandırılmamış işletme destek hizmet faaliyetleri (NACE kodu: 82.9)
Noun, Trades-Professions
kendi adı altında iş yapmak
Verb
kendi hesabına iş yapmak
Verb
iş kolunu değiştirmek
Verb
işkolunu değiştirmek
Verb
işkolunu değiştirmek
Verb
belirli finansal olmayan faaliyet ve meslekler
Noun, Criminal Law
işiyle para kazanmak
Verb
kazancını çalışarak elde etmek
Verb
okuldan dosdoğru babasının işine girmek
Verb
işini bir sermaye şirketine dönüştürmek
Verb
sigorta branşları, sigorta dalları
Noun, Insurance
kendi işini düşünmek
Verb
parasını bir teşebbüse yatırmak
Verb
bir teşebbüse para yatırmak
Verb
parasını bir girişime yatırmak
Verb
tasarrufunu bir işe yatırmak
Verb
tasarruflarını bir ticaret işine yatırmak
Verb
işinde zarar ziyanı göze almak
Verb
işi kendi işi saymak
Verb
bir işi kendi işi saymak
Verb
işini oğluna devretmek
Verb
kendi işine bakmak, başkasının işine karışmamak, başkasının işine burnunu sokmamak.
Mind your own business: Sen kendi işine bak!
Seni alakadar etmez.
Sentence
Seni ilgilendirmez.
Sentence
birine işine iştirak etmesini teklif etmek
Verb
Büro yönetimi, büro destek ve iş destek faaliyetleri (NACE kodu: 82)
Noun, Trades-Professions
Başka yerde sınıflandırılmamış diğer işletme destek hizmet faaliyetleri (NACE kodu: 82.99)
Noun, Trades-Professions
bir işten elde edilen kârı yeniden işe yatırmak
Verb
birinin işine burnunu sokmak
Verb
işiyle uğraşmaya devam etmek
Verb
bir işteki payını satmak
Verb
işteki payını satmak
Verb
işine büyük bir servet harcamak
Verb
Seni ilgilendirmez.
Sentence
Seni alakadar etmez.
Sentence
birinin işine burnunu sokmak
Verb
işini haleflerine devretmek
Verb
otomobil kiralama ticareti
bir işi finanse etmek
Verb
küçük hayat sigortası işi
çeşitli endeks sayılarının genel ortalaması
sigortacılık vb ticari ve resmi faaliyetleri olan şirket
ticarethaneler adres kataloğu
iş arkadaşlarına yedirip içirme
firmanın değerlendirilmesi
yakın ticaret ilişkilerinde dostlara verilen armağanlar
Noun
iş zarar ziyan sigortası
Noun
dostluk başka, alışveriş başka! (Herşeyden önce iş. Ticaret başta gelir).
Their creed has always been that business is business.
ticaret ait kâğıtlar
Noun
iş hayatındaki gerilimler
Noun
bir işletmenin başkasına devri
(US) yediemince yönetilen girişim
iş hacmi
Noun, Management