candidate

English-Turkish Translation

  1. Noun aday
  2. Noun namzet
  3. Noun aday, namzet.
    to stand a candidate = to be a candidate: aday olmak.
    He was the strongest candidate for the job.
  4. Noun istekli, talip.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

give one's suffrage to a candidate
oyunu bir adaya vermek Verb
give one's vote for a candidate
bir aday için oyunu kullanmak Verb
adopt a candidate
aday listesine girmesini onaylamak Verb
adopt a candidate
(Br) bir adayın aday listeye girmesini onaylamak Verb
adopt as candidate
aday göstermek Verb
available candidate
(US) kazanma şansı olan aday
available candidate
kazanma şansı olan aday
available candidate
başvuracak aday
back up a candidate
bir adayı desteklemek Verb
backing up of a candidate
bir adayın desteklenmek mesi
backing up of a candidate
bir adayın desteklenmesi
ballot for a candidate
(US) bir adaya oy vermek Verb
ballot for a candidate
(US) bir aday için oy kullanmak Verb
ballot for a candidate
bir adaya oy vermek Verb
be a candidate
aday olmak Verb
being a candidate
namzetlik
board candidate
yönetim kurulu üye adayı
boom a candidate
bir adayı güçle desteklemek Verb
boost a candidate
adaya destek olmak Verb
canvass for a candidate
bir aday için kamuoyu araştırması yapmak Verb
canvass for the conservative candidate
konservatif aday için oy toplamak Verb
come forward as a candidate
adaylığını koymak Verb
compromise candidate
uzlaşma adayı
coupon candidate
parlamentoda tavsiye olunan aday
cram a candidate
sınava girecek bir adayın kafasına zorla sokmak Verb
credit candidate
kredi alacak kişi
defeat an opposing candidate
karşı adayı yenme
defeat an opposing candidate
muhalefetin bir adayıni yenmek Verb
defeat an opposing candidate
muhalefetin bir adayını yenmek Verb
defeat an opposing candidate
karşı adayı yenmek Verb
eligible candidate
uygun aday
eligible candidate
seçilebilir aday
endorse a candidate
bir adaya yatırım yapmak Verb
examine a candidate
bir adayı sınava tabi tutmak Verb
examine a candidate
bir adayı incelemek Verb
fail half the candidate
sınava girenlerin yarısını bırakmak Verb
field a candidate
aday göstermek Verb
fusion candidate
ortak aday
hand- picked candidate
titizlikle seçilen aday
ideal candidate
ideal aday
independent candidate
bağımsız aday
job candidate
işe başvuran aday
joining forces with someone merger candidate
birleşme birleşim adayı
Labour candidate
İşçi Partisi adayı Noun, Politics-Intl. Relations
look upon someone as a likely candidate
birine olası aday gibi bakmak Verb
manchurian candidate
bir örgüt ya da yabancı bir güç tarafından verilen emirlere hiç düşünmeden otomatik olarak uyma derecesinde beyni yıkanmış kişi
merger candidate
birleşme adayı
nominate a candidate
aday göstermek Verb
nominate a candidate
birini bir mevkiye aday göstermek Verb
nomination of a candidate
aday gösterme
nominative candidate
önerilen aday
nominative candidate
teklif edilen aday
offer oneself as candidate
adaylık koymak Verb
offer oneself as candidate
adaylığını kabul etmek Verb
opposition candidate
muhalefet adayı
parachute candidate
yaşamadığı seçim bölgesinden aday gösterilen politikacı
parachute candidate
paraşüt aday
parliamentary candidate
parlamento adayı
parliamentary candidate
milletvekili adayı
pass a candidate
bir adayı sınavda geçirmek Verb
pick the least deserving candidate
en layık olmayan adayı seçmek Verb
plump for a candidate
bütün oyları tek bir adaya vermek Verb
poll for a candidate
aday seçmek Verb
powerful candidate
güçlü aday
present a candidate
birini aday olarak göstermek Verb
presidential candidate
cumhurbaşkanlığı adayı
presidential candidate
başkanlık adayı
prime candidate
baş aday
propose a candidate
aday göstermek Verb
put forward (up) a candidate
bir aday göstermek Verb
put oneself forward as a candidate
adaylığını koymak Verb
put someone forward as a candidate
namzet göstermek Verb
put up as a candidate
aday tayin etmek Verb
putting in of a candidate
aday gösterme
question a candidate
bir adayı imtihan etmek Verb
question a candidate
bir adayı yoklamak Verb
refuse a candidate
bir adayı reddetmek Verb
return a candidate
bir adayı seçmek Verb
rival candidate
rakip aday
rival candidate
muhalefet adayı
run a candidate
bir aday göstermek Verb
run a candidate
aday göstermek Verb
run as an independent candidate
bağımsız adaylığını koymak Verb
running candidate
gösterilen aday
seat a candidate
birine parlamentoda sandalye ayarlamak Verb
set a candidate
aday koymak Verb
set up a candidate
aday koymak Verb
set up a candidate
aday göstermek Verb
snow under a candidate
bir adayı büyük çoğunlukla yenmek Verb
stand as a candidate
aday olmak Verb
stand as candidate
aday olmak Verb
strong candidate
güçlü aday
student candidate
aday öğrenci
successful candidate
başarılı aday
support a candidate
bir adayı desteklemek Verb
think of someone as a candidate
birini aday olarak düşünmek Verb
think of someone as candidate
birini aday olarak düşünmek Verb
to ballot for a candidate
bir aday için oy kullanma
top candidate
birinci aday
top candidate
baş aday
turn down a candidate
bir adayı kabul etmemek Verb
unopposed candidate
tek aday
unopposed candidate
(parlamento) rakipsiz aday
unsuccessful candidate
başarısız aday
unsuccessful candidate
kazanmayan aday
withdrawal of a candidate
bir adayın çekilmesi
candidate country with accession partnership
katılımcı aday ülke Noun, Politics-Intl. Relations
candidate for a post
veliaht
candidate for a post
mevkiye aday
candidate for a post
bir mevkie aday
candidate for nomination
aday adayı Noun, Politics-Intl. Relations
candidate for the throne
taht adayı
candidate for the throne
(Br) taht adayı
groom a candidate for office
(US) özel eğitim vererek siyasi göreve hazırlamak Verb
groom a candidate for office
(US) bir adayı belli bir mevkie geçmesi için desteklemek Verb
license a candidate for ministry
bir adayı bakanlık için onaylamak Verb
offer oneself as candidate for sth
kendini bir şey için aday koymak Verb
put oneself forward as a candidate (for
namzetliğini koymak Verb
recommend a candidate for a post
bir adayı bir mevki için tavsiye etmek Verb
vote a candidate into office
bir adayın göreve getirilmesini oylamak Verb
vote a candidate into office
bir adayın bir göreve getirilmesini oylamak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database