clothes

  1. Noun giysi, elbise, esvap.
    ready-made clothes = clothes off the peg: hazır elbise.
    made to order
    clothes: ısmarlama elbise.
    suite of clothes: takım elbise, kostüm.
    clothes-brush: elbise fırçası.
    clothes hanger: elbise askısı.
  2. Noun yatak örtüleri, yatak takımı.
  3. Noun çamaşır: yıkanacak giyim ve yatak takımları.
    clothes basket: çamaşır sepeti.
    clothes pole:
    çamaşır ipini tutan direk.
giyiminde fazla titiz davranmak Verb
değişmek Verb
çocuk büyüdükçe giysileri dar gelmek Verb
acele acele giyinmek Verb
giysilerini ufak bir valize tıkmak Verb
Deri giyim eşyası imalatı (NACE kodu: 14.11) Noun, Trades-Professions
giysileri üzerine kendi adını yazmak Verb
acele giyinmek Verb
giysilerini bir bavula tıkıştırmak Verb
soyunmak Verb
balo giysisi
savaş giysisi
daha işin başında olmak Verb
iç çamaşırı
oraya buraya atılmış giysiler Noun
atılmış giysiler Noun
artık giyilmeyen giysiler Noun
günlük giysiler Noun
kıyafet değiştirme
giysi değiştirme
klasik tarz giysi
klasik kıyafet
(US) ısmarlama giysi
resmi yemek daveti giysisi
sade giyinmiş
sivil giyinmiş
günlük giysi
iş elbisesi, askerlerin kışla işleri yaparken giydikleri elbise.
giyim kuşamını kendi finanse etmek Verb
giysi için ölçüsünü aldırmak Verb
sokak giysileri Noun
kişilik kıyafeti
ölülere giydirilen giysiler Noun
pahalı giyim zevki olmak Verb
pahalı giyim zevki olmak Verb
sivil olarak
birinin giyimini kuşamını sağlamak Verb
konfeksiyon
gecelik, yatak kıyafeti. Noun
hazır giyim
pretaporte
konfeksiyon
hazır giysi
eski giysi
sivil giysiler Noun
meslek üniforması
uygun giysi
doğru dürüst giysi
konfeksiyon
hazır giysi
sadece kurutulan ama ütülenmeyen çamaşırlar Noun
açık saçık elbiseler Noun
spor giysi
kola yapmak Verb
(US) konfeksiyon giysisi
bir sandığa tıka basa giysi doldurmak Verb
bayramlık/en iyi elbise.
kundak takımı, kundaklık bez. Noun
uzun bebek entarisi. Noun
bebeklik çağı. Noun
sıkı kontrol ve murakabe, serbest davranışın fazlaca kısıtlanması. Noun
birinin giysilerini soymak Verb
şehir kıyafeti
yolculuk giysisi
yatağı açmak Verb
sıcak tutan giysiler Noun
sıcak tutan giysiler Noun
mübalağalı giysiler Noun
günlük giysi
iş giysisi
dikimevi dikimhane
ıslak giysilerinden kurtulmak Verb
elbise fırçası Noun
çamaşır kurutucusu
kurutucu
giysi askısı
havalandırma veya kurutma amacıyla çamaşır veya giysilerin asıldığı askı
çamaşır ipi
çamaşır germe ipi
güve
(Tineidae).
güve.
Most of the clothes in the cupboard have got moth in them.
(Br) elbise askısı
portmanto
çamaşır mandalı Noun, Textile Industry
mandal. Noun
elbise ütüsü
giysi ütüsü
elbise
portmanto
portatif askı: üstündeki çengellere elbise asılan taşınabilir ağaç direk.
hazır elbise almak Verb
eskici. Noun
eskici dükkânı
sivil polis
uygun giysi
okul için elverişli giysiler Noun
savaş zamanında hükümetçe tespit edilen kalite ve fiyatta elbise/ayakkabı vb.