confidence

English-Turkish Translation

  1. Noun itminan (outdated)
  2. Noun güven, emniyet, itimat.
    You have won my confidence; I know I can trust you.
    to have confidence
    in someone/something: bir kimseye/şeye güvenmek/itimat etmek.
    to have every confidence in someone: birine sonsuz güveni olmak.
    I have every confidence that he will come back: Geri geleceğınden (kesinlikle) eminim.
    to put one's confidence in someone/something: bir kimseye/şeye güvenmek/bel bağlamak.
  3. Noun (Avrupada) güven oyu, parlamentoda hükümet icraatına güveni bildiren oy.
    no confidence: güvensizlik.

    motion of no confidence: gövensizlik oyu/önergesi.
  4. Noun özgüven, kendine güven, nefse itimat, itimadı nefis, cesaret.
    He lacks confidence in himself:
    Kendine güveni yok.
    Many people would be more successful if they just had more confidence in themselves.
  5. Noun inanç, kanaat, itminan.
  6. Noun sır, gizli haber.
    take someone into one's confidence: birisine sır vermek.
    to exchange confidences:
    karşılıklı sırlarını açıklamak.
    make a confidence to someone = tell someone in confidence: birine bir sır söylemek.
    This is in strict confidence: Kesinlikle gizlidir/gizli tutulmalıdır.
  7. Noun güven/itimat sebebi.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

admit someone into one's confidence
birine sırrını açmak Verb
force one's way into sb's confidence
ne yapıp edip birinin mahremiyetine girmek Verb
hono u r someone with one's confidence
birine güvenerek saygı göstermek Verb
self-confidence
özgüven Noun, Psychology
take someone into one's confidence
birine sırlarını açmak Verb
take someone into one's confidence
birine açılmak Verb
withdraw one's confidence from sb
birine olan güvenini yitirmek Verb
withdraw one's confidence from sb
birine güvenmekten vazgeçmek Verb
abuse of confidence
görevin kötüye kullanılması
abuse of confidence
emniyeti suiistimal
abuse of confidence
güvenin kötüye kullanılması
ask for a vote of confidence
güvenoyu istemek Verb
ask for a vote of confidence
güvenoyu talep etmek Verb
ask for a vote of confidence
güven oyu istemek Verb
betrayal of confidence
itimada ihanet
betrayal of confidence
itimat edilen bir şeyi ifşa etmek Verb
boost confidence
güveni desteklemek Verb
breach of confidence
güveni kötüye kullanma Noun, Law
breach of confidence
itimadı kötüye kullanma Noun, Law
breach of confidence
itimadı suiistimal Noun, Law
breach of confidence
emniyeti suiistimal Noun, Law
burst of confidence
özgüven patlaması Noun
business confidence
iş güveni
consumer confidence
tüketici güveni Noun, Economics
creditor confidence
güvenilir alacaklı
crisis of confidence
güven bunalımı
customer confidence
müşteri güveni
customer confidence
güvenilir müşteri
deserve sb's confidence
birinin güvenine layık olmak Verb
disclose confidence
bir sırrı ifşa etmek Verb
enjoy sb's confidence
birinin kendisine güvenini sağlamış olmak Verb
entire confidence
tam güven
expression of confidence
güven ifadesi Noun
face the future with confidence
geleceğe güvenle bakmak Verb
gain confidence
kendine güven kazanmak Verb
gain confidence
güven kazanmak Verb
gain confidence
kendine güveni yerine gelmek Verb
give a vote of confidence
güvenoyu vermek Verb
have sb's complete confidence
birinin tam güvenine mazhar olmak Verb
implicit confidence
tam güven
implicit confidence
körü körüne güven
implicit confidence
kesin güven
in confidence
gizlice, sır/mahrem olarak, mahremane.
in strict confidence
gizli olarak
inspire confidence
itimat telkin etmek Verb
inspire confidence
güven vermek Verb
inspire someone with confidence
birine güven telkin etmek Verb
inspiring with confidence
temin
investor confidence
güvenilir yatırımcı
investor confidence
yatırımcı güveni
justify sb's confidence
birinin güveninıhaklı çıkarmak Verb
justify sb's confidence
birinin güvenini doğru çıkarmak Verb
lack of confidence
güvensizlik
lack of confidence
emniyetsizlik
man of confidence
güvenilecek adam
man of confidence
güvenilir adam
mark of confidence
güven belirtisi
motion of no confidence
güvensizlik oyu
obtain sb's confidence
birinin güvenini kazanmak Verb
pass a vote of no confidence
güvensizlik oyu vermek Verb
pass a vote of non confidence
oy vermek Verb
passage of confidence
satış haberleri teatisi
personal confidence
kişisel güven
personal confidence
kendine güven
preserve strict confidence
kesin güvenini yitirmek Verb
professional confidence
meslek gizliliği
public confidence
halkın güveni
public confidence
kamunun güveni
receive a vote of confidence
güvenoyu almak Verb
receive a vote of confidence
güven oyu almak Verb
regain sb's confidence
birinin güvenini yeniden kazanmak Verb
restore confidence
yeniden güven uyandırmak Verb
self- confidence
kendine güven
shake the confidence
güveni sarsmak Verb
shaken confidence
sarsılan güven
shaken confidence
sarsılmış güven
sign of confidence
güven belirtisi
strict confidence
tam güven
table a motion of confidence
(parlamento) bir önergeyi güvenoyuna sunmak Verb
take into confidence
güvenmek Verb
take into confidence
sırrını açmak Verb
tax confidence
vergi mahremiyeti
tell someone something in strict confidence
birine bir şeyi hiçbir surette açıklamaması şartıyla söylemek Verb
treat in strict confidence
mahrem olarak ele almak Verb
treat in strictest confidence
bir konuyu tam gizlilikle ele almak Verb
vote of confidence
güven oyu
vote of confidence
güvenoyu Noun, Politics-Intl. Relations
vote of no confidence
güvensizlik oyu
want of confidence
güvensizlik
win a vote of confidence
güvenoyu almak Verb
worm oneself into sb's confidence
birinin güvenliğine sokulmak Verb
worm someone into sb's confidence
birinin mahremiyetine girmek Verb
confidence building
güven inşası Noun, Politics-Intl. Relations
confidence coefficient
istatistiki güvenlik
confidence coefficient
istatistiki emniyet
confidence debate
güvenoyu müzakereleri Noun
confidence figure
(tahmin) güven derecesi
confidence figure
güven derecesi
confidence figure
(tahmin) emniyet derecesi
confidence game
dolandırıcılık, tavlama, kandırarak dolandırma. (Konuşma dilinde
con game denir). Noun
confidence in the currency
paraya güven
confidence interval
güven aralığı Noun, Statistics
confidence man
dolandırıcı. (Konuşma dilinde
con man denir). Noun
confidence trick
güveninıkötüye kullanma
confidence trick
dolandırıcılık, tavlama, kandırarak dolandırma. (Konuşma dilinde
con game denir). Noun
confidence trickster
hilekâr
confidence vote
güvenoyu
be in the confidence of sb
biriyle sıkı fıkı olmak Verb
central confidence interval
özeksel güven aralığı.
consumer confidence index
tüketici güven endeksi Noun, Economics
have confidence in newspaper reports
gazete haberlerine güvenmek Verb
have every confidence in ...
...'e inancı tam olmak Verb
have every confidence in sb
birine her bakımdan güvenmek Verb
lose the confidence of the people
halkın güvenini yıkmak Verb
lose the confidence of the people
halkın güveninıyıkmak Verb
no confidence motion
güvensizlik oyu
numerous victims of a confidence trick
bir hilekârlığın kurbanları Noun
pass a vote of confidence to sb
güvenoyu vermek Verb
place confidence in sb
birine güvenmek Verb
place confidence in someone
birine güvenmek/itimat etmek.
post of confidence trust
güven isteyen mevki
put your confidence in someone
birine güveni tam olmak Verb
put your confidence in someone
birine inancı tam olmak Verb
put your confidence in someone
birine inanmak Verb
put your confidence in someone
birine güvenmek Verb
repose confidence in sb
birine güvenmek Verb
restore confidence in the currency
paraya olan güveni iade etmek Verb
withdraw confidence from sb
birine olan güveninıyitirmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database