decision

  1. Noun karar
  2. Noun karar.
    come to/reach/make a decision: bir karara varmak, karar vermek.
    I'll come to a decision
    soon. The government will soon announce its decision. My decision is final.
  3. Noun yargı, hüküm, mahkeme kararı, ilâm.
    The judge will give his decision tomorrow.
  4. Noun emir, irade.
    The decision appeared in all the newspapers.
  5. Noun sebat, azim, tereddütsüzlük, fikrinde direnme, kesin fikir(li olma).
kendi kararına bağlı kalmak Verb
direnme kararı Noun, Law
bozma kararı Noun, Law
karar alıcı Noun
karar organı Noun
karar mekanizması Noun
kararın icrası Noun, Law
Çocukların Muhafaza Altına Alınmasına İlişkin Kararların İnfazı ve Tanınmasına ve Çocukların Muhafaza
Altına Alınmasının Telafisine Dair Avrupa Sözleşmesi
Noun, International Law
kararına bağlı kalmak Verb
yargı kararı Noun, Law
toplantı yeter sayısı Noun, Law
kararını sonraya bırakmak Verb
kararı kendine saklamak Verb
kararını kendine saklamak Verb
kararın bozulması Noun, Law
kararı bozmak Verb, Law
kararının nedenlerini açıklamak Verb
karara uymak Verb
bir karara uymak Verb
bir karara uymak Verb
bir karara boyun eğmek Verb
bir kararı ertelemek Verb
idari işlem Noun, Law
bir kararı teyit etmek Verb
başka bir karar
bir kararın iptalini istemek Verb
temyiz kararı
bir kararı temyize göndermek Verb
temyiz mahkemesi kararı
temyiz edilmiş karar
bir kararı onaylamak Verb
keyfi karar
uzlaştırma kurulu kararı Noun, Law
hakem kurulu kararı Noun, Law
kuramsal karar
oturulan yerden verilen karar
bir karara varmak Verb
karara varmak Verb
Meclis kararı Proper Name
bağlayıcı karar Noun, Law
yönetim kurulu kararı Noun, Management
kurul kararı Noun, Law
ortaklar kurulu kararı Noun, Companies Law
bir karara varılmasını sağlamak Verb
karara varılmasını sağlamak Verb
iş kararı
satın alma kararı
hükümet kararı
bakanlar kurulu kararı Noun
bir kararı uygulamak Verb
bir karar vermek Verb
bir karara katılmak Verb
tüketici kararı
eşgüdüm kararı
belediye meclisi kararı
mahkeme ilamı
mahkeme kararı Noun, Law
kredi kararı
karar vermeyi ertelemek Verb
kararı ertelemek Verb
bilinçli karar Noun
sınır dışı kararı Noun, Politics-Intl. Relations
takdiri karar
bir karara itiraz etmek Verb
karar taslağı Noun, Management
seçim kararı Noun, Politics-Intl. Relations
bir kararı onaylamak Verb
tenfiz kararı Noun, International Law
karar alamama
olumlu karar
nihai karar Noun, Law
kesin karar Noun
kesin karar
bir kararı icra marifetiyle uygulamak Verb
kararı icra marifetiyle uygulamak Verb
çerçeve karar Noun
gerekçeli karar Noun, Law
tamamıyla yerinde karar
mezuniyet kararı Noun, Education-Training
grup kararı
ilke kararı Noun
düşünmeden sallapati verilen karar
hiç düşünmeden ve kendiliğinden alınan karar
gizli karar
bir karara bağlı kalmak Verb
anında karar
bir kararı uygulamaya koymak Verb
bir kararı etkilemek Verb
ara karar
geçici karar Noun, Law
ara karar Noun, Law
yatırım kararı
gayri kabili rücu karar
iptal edilemez karar
kazai karar
karar verememe durumunda olmak Verb
içtihatları birleştirme kararı Noun, Law
adil karar
prensip kararı
hukuki karar
adli karar
hüküm
sözcüksel karar Noun, Psychology
ortaklar kurulu kararı Noun, Companies Law
mantıksal karar
çoğunluğun kararı
ekseriyet kararı
karar vermek Verb
kesin karar vermek Verb
müdüriyet kararı
birleşme birleşim füzyon kararı
takipsizlik kararı, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar Noun, Law
meslek seçimi
işletme kararı
bozmak Verb
kararı bozmak Verb
önceki bir kararı iptal etmek Verb
iptal kararı
kısmi karar Noun, Law
kararı onaylamak Verb
politik önemi haiz karar
bir kararı ertelemek Verb
kararı ertelemek Verb
karar alma yetkisi
bir kararı etkilemek Verb
ön karar
geçici karar
vaktinden önce alınan karar
bir an önce karar çıkartmaya çalışmak Verb
önceki karar
fiyatlama kararı
üretim kararı
çabuk karar
geçici karar
satın alma kararı
satın alma kararı
bir kararı bozmak Verb
bir karara varmak Verb
bir karar vermek Verb
gerekçeli karar
bir kararı düzeltmek Verb
karar elde etmek için başvurmak Verb
tahliye kararı Noun, Law
hüküm vermek Verb
kararı iptal etmek Verb
bozma ilamı Noun, Law
kararı yeniden gözden geçirmek Verb
tefrik kararı Noun, Law
harcama kararı
oybirliğiyle alınmayan hakem kararı.
bir karara bağlı kalmak Verb
bir kararı yerine getirmek Verb
stratejik karar Noun, Competition Law
karar için sunmak Verb
karara boyun eğmek Verb
bir karara boyun eğmek Verb
karar almak Verb
müdüriyet kararı
kesin karar
nihai karar
oybirliğiyle karar Noun, Law
sigorta kararı
karar :: onamak Law
karar :: bozmak Law
karar mercii Noun
karar defteri Noun, Companies Law
karar komitesi
karar veren kişi
karar alma
karar veren yetkilililer
karar veren yetkililer Noun
karar örneği
karar sayısı Noun, Law
dava kararı
çoğunluk kararı
çoğunluğun kararı
esas hakkında karar Noun, Law
karar sorunu
karar kurulu
riskler ve olası sonuçların çizgisel gösterimi
seçilebilecek yollar
karar ağacı
karar vermede yardımcı olan
karar veren makam
gerekçeli karar Noun, Law
bir kararı ertelemek Verb
çok yönlü karar verme (karar vermeden önce bir durumun tüm yönlerini inceleme yöntemi